Caz’a Taze Bir Nefes: Elif Çağlar
Elif Çağlar , 1980 İstanbul doğumlu. İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü, “Caz Kompozisyonu” bölümünden mezun olduktan sonra, New York’da CUNY – Queens College, The Aaron Copland School of Music’te, “Caz Performansı” dalındaki master’ını ödülle tamamlıyor. New York’ta iken yaşayan caz efsanelerinden Sheila Jordan ile özel…
Reiki’de Soyağacı Kavramı
Mikao Usui, 1800’lü yılların başında Reiki’yi insanlığa tekrar tanıtan kişidir. Mikao Usui’nin Reiki’ye bugün artık “kendi kendine inisiyasyon” diyebileceğimiz şekilde uyumlandığını biliyoruz. Usui’nin inisiyasyonunda uzun yıllar aldığı çeşitli geleneksel eğitimlerin, detaylı mistik araştırmalarının yanısıra, pratikte yoğun olarak uyguladığı tekniklerin ve uzun inziva süreçlerinin rolü büyüktür….
Sanal Profiliniz: Öldüremiyorsanız, Komaya Sokun!
Hani diyorlar ya, herşey kafada biter diye.. çok haklılar vallahi. Günümüzde bizi ne hava ne de sigara öldürüyor, bizi öldüren tek şey stres aslında! İddia ediyorum, tıbbın bunu tespit etme şansı olsaydı, stresten ölenlerin sayısının diğer tüm sebeplerden ölenlerin toplamından fazla olduğunu görürüdük! Bu stresin…
Bir Hapishane Var Bende, Benden İçerü
Gün ağarıyor. Arka balkonumun demir parmaklıklarına başımı yaslıyorum. Yandaki konağın bakımsız bahçesindeki umutlu çiçeklerin kokusunu içime çekiyorum. Kırık dökük bahçe duvarının sokağa bakan yanında iki dal kara üzün salkımı var. Ortalıkta ağaç yok. Ama elektrik direği ile duvar arasında öylece duruyorlar işte!. Toprakla olan…
Tüm Bilgilerin Sonu
Doğuyoruz, büyüyoruz, okul öncesi ailemizden, okul esnasında arkadaş ve öğretmenlerimizden, sonrasında ise yaşam mantığımız ve dünya görüşümüze uygun olduğuna inandığımız kişilerden birşeyler öğreniyoruz. Zihnimizin, doğası gereği, aldığı veriyi işleyip anlamlandırmaya ihtiyacı var. Deneyimlemediğimiz hiç bir bilgi, bize bilmeklik hali olarak geri dönemiyor. Deneyimlerse salt yaşanalardan…
Bırakın Çakralarınız Kapalı(!) Kalsın
Aslında “popüler” kelimesinin rahatsız edici olmaktan ziyade, ağızda tatlı bir hoşluk bırakan, light ve neşeli bir tadı olması lazım değil mi? Gelin görün ki, benim açımdan bu hiç de böyle değil. Üstelik bunun böyle olması için onlarca sebebim var. Öncelikle ilgilendiğimiz konuların doğası…
Homo Delphinus
Bir denızkızı ile karşılaşmak için ne yaparsın biliyor musun? Denizin dibine kadar dalarsın. Suyun artık mavi olmadığı yere. Gökyüzünün yalnızca bir anı olduğu yere. Ve orada sessizce yüzersin. Ve orada kalırsın. Ve orada kararını verirsin: onlar için ölebilirsin. Sadece o zaman ortaya çıkarlar. Gelirler ve…
Belki de Dünya Bir Başka Gezegenin Cehennemidir
Günbatımı seyretmeyi severim… Dalmaçyalı köpekleri de… Kafam karışıkken bir tek rüzgar iyi gelir ruhuma, her şeyi silen süpüren doğasıyla… Yaşamı insan gibi yaşamak isterim herkes gibi… Bitmeyen güzel rüyalar göreyim isterim… Sadece tenime değil kanıma da işleyen sevmeler, yakınlıklar isterim… Bülent Ortaçgil gibi algılamak isterim…
Kaçışın Ruhsal Yolu
Yerde yatıyoruz. Herkesin gözleri kapalı. Meditasyonu yöneten kişinin yumuşak sesinden başka ses duyulmuyor. Etrafı misk kokusu gibi saran bir tütsü içimizi ferahlatıyor. “Şimdi bulutun üzerinden dünyaya doğru usulca indiğinizi hayal edin…” diyor meditatör. Herkes usul mu bilmiyorum, ama benim hiç inesim yok. ”Şimdi bedeninize taç…
Kendim Olamayacaksam, Kim Olacağım?
Kendine iyi bak” deme, denmez, saçma…Kendime bakarım elbet, sen hiç korkmaKendine kalıyor insan, eninde sonundaSen bize iyi bak tanrım, sevdalı kullarına Sizin derdiniz kimle bilmiyorum ama benim derdim her daim ve en çok kendimle olmuştur. Benim nazarımda “kendini kurcalamak, kendini didiklemek, kendini irdelemek ve kendiyle…
Karşılaşmalar…
kendi içine telaşsız, güvenli biçimde, beklenti olmadan, misyon yüklemeden bakabilendir bilge kişi. sessizdir ama konuştu mu en basit cümlelerdeki en derin anlamları ve öğretileri, sesinin kulaklarına çarptığı herkes farkeder. güvenlidir ama kalbinin sesi arka fondadır hep, bu yüzden bir sonraki an ne yapacağı kestirilemez. aslında…
Yolu Bilmek…Yolda Yürümek…
Zamansızlığı anlayamayacak olan bir düşünüşü, tüm evrenle bir olmaya iten nasıl bir güdüdür ki? Sonlu ya da sonsuzu anlayamayacak bir makine (beynimiz) niçin genişleyerek kendini geride bırakmak istesin?Görünüm: bi anlık imgelem, sonra geçerdi hepsi nasıl olsa. Zamansızlığı anlayamayacak olan bir düşünüşü, tüm evrenle bir olmaya…
”Sen Bana Mevsimlerden Söz Et”
Arjantin’in Pampalarından Yunanistan’ın Akdeniz güneşinde kavrulan topraklarına uzanan, dünya kadar yaşlı bir saplantının öyküsü: bir kadını arayan erkeğin hikayesi. Tek farkla; Ricardo Vacarezza, Sara’yı üç bin yıl önce tanıdığını söylüyor…“- Yoksa bana geleceği görmek mümkün mü demeye çalışıyorsun? – Geleceği ve geçmişi. – Geçmişimizi hepimiz…
…Ve Sokrates
Yaşamının önemli anlarında, içinde bir ses duyduğunu ve bu sesin kendisine ne yapması konusunda bilgi verdiğini söyler Sokrat, ve bu ses için “benim Daimon’um” der…Kendisinin hiçbir şey bilmediğini, kendisinde yalnızca “başkalarının bildiklerini bilinç’e çıkarma yeteneği” olduğunu söyleyecek kadar alçakgönüllü olan Sokrat, yine de kendinden önceki…
Felsefe Tarihi: İlkçağ Felsefesi
“Yunan Felsefesinin Doğuşu” başlıklı yazımızda, felsefenin Yunanistan’ da doğuşunu ve Hellenistik felsefeye kadar olan süreci anlatmıştık. Şimdi ise biraz daha ilerliyoruz ve Hellenistik felsefeden Ortaçağ’a kadar bu enteresan bilimde ne gibi ilerlemeler kaydedilmiş ona bir göz atıyoruz. Doğa filozofları diyebileceğimiz, Thales, Anaksimandros, Anaksimenes, Herakleitos, Parmenides,…
Felsefeye Damgasını Vuranlar: Thales
Felsefeyi başlatma suçunu (!) birine yüklememiz gerekirse, Thales’ i seçebiliriz. Thales, “bilge” denen ilk kişiydi. Milet limanında yaşayan Thales, politikacı, geometrici, astronom ve filozoftu. M.Ö. 585′ teki güneş tutulmasını önceden haber verdiğine inanılır. Yunanistan’ın “7 Dahi Adam” listesini hazırlayan tüm yazarlar onun ismine yer vermişlerdir….
Yunan Felsefesinin Doğuşu
Eski bir Hint dini olan “Brahma” dininin kuralları “Veda” denilen kitaplarda toplanmıştır. Vedalar, farklı zamanlarda yazılmış çeşitli eserlerden oluşan bir çeşit ansiklopedidir.Her ne kadar dini bir kitap olsa da, bu din kitabının eski bölümlerinde “Tanrılar ve insanlar henüz yokken acaba bu evrende ne vardı?” sorusu…
Şu Felsefe Dedikleri…
Kimi zaman bir konu hakkında çok konuşan ya da konuyu çok derin anlamlarıyla ele alan arkadaşımıza “tamam tamam, felsefe yapma” deriz.. Geriye dönüp, hayatımızdaki bu an’ları tam bir farkındalıkla düşündüğümüzde, aslında böyle anlarda çoğu zaman, can sıkıntısından ya da konuyu daha fazla konuşmak istemediğimiz için…