‘Babam ve Oğlum’ ve Ağlamak
Uzun zamandır hiçbir şey yazmak istemiyordum. Fena halde aram bozuktu iyi yeteneklerimle. Ne şarkı söyleyebiliyordum ne de…
Uzun zamandır hiçbir şey yazmak istemiyordum. Fena halde aram bozuktu iyi yeteneklerimle. Ne şarkı söyleyebiliyordum ne de…
Yazdıklarımı elleriyle örtemeyecek! Söylemek yerine kelimeleri seçişimin nedenini anladığında bana ZAGA diyemeyecek! Ben Ona her şeyden bahsetmeyeceğim…
Çocukluğumu paylaştığım tek evcilik arkadaşıma düğün hediyem, herşey adına… İnsafsızsın! Yalancısın! Söz vermiştin! Gitmeyecektin! Sen şimdi…
Hayattan ne bekliyorsun diye sordu sevgilim bugün. Bana aşık olmanı diyemedim. Aklıma bu yazıyı yazmak geldi….
Kimse kimseyi sahiplenmiyor artık! Herkes herkesi ödünç alıyor hayatına. Ve hep bir “bahane” sevmeye dair. Yorgunum, sıkkınım,…
– Hadi Sevişelim Sevgilim – Burada mı? – Burada! Hatıra… Hatta… Pencerem açık kaldı. Bacaklarım gibi……
6 Mart 2003 … Ben bir şey yaptım. Hayatımda gerçekten büyük yer kaplayan olgulardan biriyle karşı karşıya…
Ne çok kırgınlık, ne çok kızgınlık, ne çok özlem yaşadım, ne çok çocukluk yaptım yine kimbilir…
Sol tarafımdan kalkmıştım o sabah. Deliliğim üzerimdeydi. Belki de gerçek ruhum harekete geçmişti o saatte. Zaten benim…
… Ve yaşadığın miktarda ölüm geçer içinden. Kemik yapıyı anlatmak her zaman kolay da onu yaratanı anlatmak…
Belki biraz yabancılık çekeceksiniz yazdığım kelimelerde gezerken ya da yakından tanıdık çıkacaksınız. Bilmiyorum size hangi surette cevap…
Bazı takıntıları olan bir insan suretinde tuhaf bir yaratığım ben. Yüzüme bakmayın anlamazsınız. Sadece kriz anlarında pençelerimi…
Her yer sıcak… Herşey daha da sıcak! Toprak, su, aşk! Hepten sıcaklar! Doğal olanı budur değil mi…
Müziğin derin bir yarası vardır kendi içinde. Belki bunca söz yazanın üzerine hep kendi sözlerini yazmak istemiştir…
Bugün 22 Temmuz 2004. Olaylı gün. Seden Gürel’le röportaj vakti! Cüneyt ile Seden’e gideceğiz ama bir türlü…
Geçmiş günün hesabını masaya yatırdım bir gece vakti. Uyumamaya yeminli! Hayatı gözden geçirmenin ne demek olduğunu anlatmak…
Salon bomboş… Koltuklar kırmızı, ışıklar açık, ses yok, ben varım…Cüneyt var… El çırpsın birileri, ışıklar sönsün, hayat…
Birkaç basit sorudan açıldı konu… Yasemin Pulat’ı kolay sorularla geçiştiremedim. Öyle ki aldığım cevaplar soruları zorlaştırdı kendiliğinden….
Hayatın tuhaf sahnelerini oynayıp, onları satırlarına taşıyan bir kadın… Hepimizin içinde olan kırılganlığı, duygusallığı, özveriyi, fedakarlığı ve…
Bunu yazmamın sebebi açık sözlü ve fazla gerçekçi biri olmam belki de… Hayalleri hep reddeden, etrafındaki kadınları…