Kutsal Emanet (mi?)
Kutsal evlilik emanetini ömür boyu taşımak üzere yetiştik. Buna o kadar inandık ki, onlarca aksi örnek görerek büyüsekte evlenmekten vazgeçmedik. Hayatta istediğimiz her şeyi yapabiliriz tipi söylemlere inandığımız çok oldu, ama işin aslı, her tercihin bir vazgeçiş olduğu gerçeğiyle yüzleşmekten kaçındık. Can Dündar’ın yazdığı gibi …
‘Öteki’nin Vedası
Sabah telefonda ablamin sesini duyar duymaz anladım kötü bir şey olduğunu. “Annem mi?” diye sordum, “Yok, öteki” diye cevap verdi ablam ağlayarak. Sonradan konuştuğumuzda , “öteki” dedim “çünkü, ‘ babam’ kelimesini ağzıma alamadım, kabullenemedim o anda” dedi. Kabullenmek dışında başka hiç bir seçeneğinizin olmadığı bir…
Küçük Kara Balık ve Kozmik Şakacı
Behrengi’nin Küçük Kara Balığını okumuş muydunuz? Ben okumuştum, daha 8 yaşındayken. Peki Kozmik Şakacı’yı bilirmisiniz? Varlığına inanırmısınız?Kendimi bildim bileli evlenmek, gelinlik giymek, harika bir düğün töreni yapmak, güzel bir eve sahip olup çoluk çocuğa karışmak gibi “tipik” kız çocuğu hayallerim olmadı hiç. Tam tersi en…
Can Sıkıntısı
Can sıkıntısından yazmak istemediğim çok olmuştur. Genelde canım sıkkınken değil de tam tersine keyfim orta karar bile olsa yerindeyken veya artık tam dibe vurmuşken, melankolinin daha da dibi olmadığını anlamışken yazarım. Bugünkü gibi ne olduğunu bilemediğim bir ağırlık kalbimin orta yerine çöreklenip de bir yerlere…
Mutlak Ben
“Her insanda hem iyilik hem kötülük vardır” benzeri sözlerle büyüdüm ben. Hatta bunları o kadar çok işittim ki zamanla anlamlarını yitirip sadece alışkanlıktan kullanılan cümleler haline döndüler. Simdi otuzların ortasında ve yirmi günlük bebeğim kucağımdayken insan olmanın anlamını düşünüyorum. Kucağımdaki minik insan yaşamla ilgili…
Bora
Önce ikimizdik, sonra aile olduk, başka bir şey olduk sayende… “Aile” demek alışkanlıktan, aslında neler hissettiğimi anlatmıyor tam olarak. Hikaye söyle başladı; önceleri hiç istemiyorduk, yok çok uzak bize diyorduk, sonra ne olduysa anlamadım, karnımda bir şey olsun istedim, bir şey taşımak istedim. Ellerimi karnıma…
Dönüşüm
Ben bazı şeyleri ölene kadar saklamak istiyorum. Mesela kocamın gönderdiği 10 saniyelik “teni tok teviyom”(çeviri:seni çok seviyorum) filmini veya 15. doğum günümde babamın taa uzaklardan gönderdiği bir sayfalık mektubu ve Amerika’ya giderken annemin beni ne kadar sevdiğini unutmamam için yazdığı şiiri. “Beni ben yapan bunlar…
Aydınlanmak ve Sonrası
Spiritüel konularla ilgilenmeye başladığımdan beri bana yöneltilen sorulardan bir kısmı “aydınlanma nedir?” veya “eee, hadi aydınlandın diyelim sonra ne olucak ki?” olmuştur. Yalan söylemeyeyim, benim de üzerinde uzun süre düşündüğüm bu konuyla ilgili net bir anlayışa ulaşmam hemen olmadı. Yıllar boyunca edindiğim bilgiler, daha…
Yaş 30’a Gelince…
Aşağıdaki satırları 30’uma iki hafta kala yazmıştım , yani resmi olarak henüz yirmilerimdeydim ve son üç senedir New York’ta yaşıyordum. Kısmı delilik anı diye adlandırdım onu o zaman. Tam değil de yarı deli gibi olma hali, bir yarınız burada bir yarınız “başka” bir yerde….
Tarihi Kim Yazar
Tarihi kimler yazar sizce? Kaybedenler mi yoksa kazananlar mi? Tarihi yazma veya şekillendirme gücü sadece “tarafsız” tarihçilerin elinde midir yoksa bu konuda biraz daha “şüpheci” veya “araştırmacı” davranmak gerekir mi? Gelişen teknolojinin yardımıyla bundan yirmi sene öncesine kadar hayal edemeyeceğimiz olanaklara sahibiz. Evimizden çıkmadan “internet”…
Yaşlanmak
Yaşlanmak nasıldır diye merak ederim kendimi bildim bileli… Yaşlılarla vakit geçirmeyi severim, onlarla ilgilenmeyi.. Bu şekilde yaşlılıkla ilgili bir ipucu yakalamaya çalıştığımı düşünürüm çoğunlukla. Nedense kendimi onların yerine koymakta zorlanırım bazen, sanki hiç yaşlanmayacakmışım gibi gelir, zaman bu kadar hızlı geçip halihazırda otuzların ortasına gelmişken…..
Hayırlısı Olsun
Biz Türklerin güzel bir özelliğimiz var. Yurtdışına çıkana kadar bu özelliğin bende ne kadar yer ettiğinin ve hayatımı ne kadar kolaylaştırdığının farkında bile değildim. Hatta üzerinde araştırmalar yapıldığını duyduğumda, papazların pazar sabahı vaaz konusu olarak bunu seçtiklerine denk geldiğimde şaşkınlığım bin kat daha arttı. Öyle…
Siz Hiç İsyan Ettiniz mi?
İnsan isyandan nasıl delirir, delirince neler yapar bilir misiniz? İşte ben o noktaya çok yaklaştım, hatta kısa bir süreliğine olsa bile içine girdim o ruh halinin. İsyanın tek bir sebebi var, o da yaşanılan üzüntünün ağırlığı.. Hayatımda çok üzülüp çok ağlamışımdır, kalbim çok acımıştır… Ama…
Süpermen Olmaya Çalışıyorum Tüm Gücümle
Süperman olmaya çalışıyorum tüm gücümle. Kanımın son damlasına kadar. Hatta Süperman bile benim kadar SüperMan’midir bilinmez. Çünkü ben, onun doğuştan gelen yeteneklerine sahip olmadan tahtına göz dikenlerdenim; diğer tüm çalışan anneler gibi. Bu konu çok yazıldı çizildi belki. Ama şu anda başka bir şey hakkında…
Evliyiz Ama…
Uzunca zamandır yazmak istiyordum bu konuyu. Ama neresinden tutacağımı, nasıl başlayacağımı bilmediğimden erteleyip durdum. Ertelemek bir bakıma iyi de oldu, çünkü bu gecikme döneminde yaşadıklarım, yazarken verebileceğim örnek sayısını arttırdı. Evliliğin kolay bir müessese olmadığı malum. Ayrıca her ilişkinin tamamıyla kendine özgü denklemleri barındırdığını düşünürsek,…
Doğu
Türkiye’nin doğusu… Okulda bize ezberletildiği şekilde söylersek Türkiye Cumhuriyeti’nin yedi coğrafik bölgesinden en büyük ve engebeli olanı. Nüfusu altı milyon civarında. Bunlar ezberden söyleyebildiklerimiz. Gidip gördüğünüz zaman başka detaylar da ekleniyor anlatacaklarınıza. Sanki başka yerler oralar. Türkiye sınırları içerisinde olduğunu bildiğimiz ama çoğumuzun “gezip görülecek…
Spiritüel Özgeçmiş
Geçen yaz bir Reiki Master’ıyla tanışmıştım. Klasik Usui Sistem Reiki hocalığını iki sene önce almış, otuz yaşlarında bir arkadaştı. Sohbet biraz ilerleyince bana Usui Reiki dışında başka hangi enerji tekniklerini bildiğimi sordu. Cevabım ona çok acınası gelmiş olmalı ki gurur duyarak çantasından “spiritüel özgeçmiş”ini çıkardı….
Rutin
Bundan daha güzel bir sabaha uyanmış mıydım, bilmiyorum. Muhtemelen evet, sadece farkına varamamışımdır… Vahim durum bu kadarla özetlenebilir. Hayat, oğlumun dört parçalı bulmaca oyuncağı gibi basit ve sade gözüküyor gözüme… Oyuncak, bir aslandan oluşuyor: Kafası, gövdesi, arka ve ön ayakları, toplamda dört parça… Yapması beş…
11 Eylül’ü Yaşamak
Gazeteleri okuyorum, okudukça canım sıkılıyor. Gün henüz başlamışken kalbime oturan ağırlıktan yorgun düşüyorum. Gözüm çocuklarımın fotoğraflarında. Çaresiz hissediyorum… Ortadoğu savaşa giderken, bu günlerin önünü açan (hatta belki de planlı bir şekilde hazırlayan) zamana geri dönüyorum… Güzel bir sonbahar sabahı, güzel bir Eylül sabahı. Kalkıp işe…
Park
Haftanın en sevdiği günü Cumartesiydi. Havanın nasıl olduğu, önceki hafta yaşanan problemler, o gün için bir programının olup olmaması, özetle hiçbir şey keyfini kaçırmaya yetmiyordu haftanın bu gününde. Bambaşka bir insan gibi hissediyordu kendini Cumartesileri ve tek beklentisi o günün tadını çıkarmak oluyordu,sanki hiç bitmeyecekmiş…