Binlerce yıllık bir geçmişi barındıran, onlarca medeniyetin beşiği olan İstanbul, bugüne kadar çok sayıda öyküye, romana, bilimsel araştırmaya konu olmuş, büyük imparatorluklara başkentlik etmiş, dini merkez olmuş, boğazıyla tarih boyu önemli olmuş bir kent. “Musa’nın asası”, “Muhammed’in emanetleri” ve bir rivayete göre “İsa”nın haçı” burada. Nostradamus’un İstanbul hakkında kehanetleri var. Mitler var İstanbul üzerine. Napolyon’un, “Eğer dünya tek bir ülke olsaydı, başkenti İstanbul olurdu” dediği biliniyor. Yüzyıllar boyunca devletlerin ve dini yönetimler, kahinlerin yeryüzündeki bütün şehirlerden daha fazla şan ve üne kavuşacağını kehanet ettiği, pek çoklarınca “Şehirlerin Kraliçesi” olarak nitelendirilen İstanbul’a sahip olmayı arzuladılar.

330 yılında Bizans İmparatoru Konstantin kenti kurarken müneccimlerine danıştığı söyleniyor. İstanbul’la ilgili kehanete dayalı sayısız öykü var. İstanbul’un kehanetlerini roman haline getiren arkeolog-yazar Nihan Azizlerli’ye göre Bizans halkı kehanete çok düşkünmüş. Kehanet yazdığı söylenen sütunlardan biri Cerrahpaşa’daki Arcadius Sütunu. Bugün Beyazıt’ta olan ve neredeyse hiç kalıntısı kalmayan Theodisius Sütunu ise çok ilginç çünkü halk onun üzerindeki resimlere mana yüklemeye başlıyor ve herkesin o sütuna bakınca bir süre sonra hayatından bir sahneyi orada gördüğüne inanılıyormuş. Bizans Dönemi’nde kentteki pek çok sütuna ve tarihi anıtlara anlamlar yüklenmiş. Üstelik tılsımlı olduklarına inanılan sütunlardan Evliya Çelebi de bahsediyor. Bizans döneminden iki sütun Theodosius ve Arcadius sütunları üzerinde kentin tüm geleceğinin yazılı olduğu kehanetinde bulunulur. Kitapta bahsi geçen ve bir kısmı gerçekleşen İstanbul kehanetlerinden birinde Konstantin’in müneccimi Valentius’a atfedilen bir kehanet vardır ki, hayli manidardır: “Bu şehir ve taht, senin ve neslinindir. Ta ki gemiler karadan yürüyünceye dek!” Bilindiği gibi Osmanlı İmparatorluğu, kenti Bizans İmparatorluğu’nun elinden gemileri karadan yürüterek aldı. Bizanslı bir müneccimin, ‘İstanbul’u fetheden, kendi soyunun yedinci imparatoru olacak.’ dediği de söylenir. Bizans yıkıldığında tahtta bulunan son Konstantin yedinci imparatordur ve Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı’nın yedinci Padişahıdır.

Bir de Kehanetleriyle Türkiye’de son dönemde gündeme gelen büyük bir kâhin olduğu düşünülen Müştak Baba’nın kehanetleri arasında da İstanbul ile ilgili olanlar var. Müştak Baba, dünyanın ilgisini ilk kez Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunan divanının tek bir satırının gizeminin çözülmesinden sonra çekmiş olan bir kahin. Müştak Baba şiirlerini; gizemleri, kehanetleri bir çözüm anahtarının ardına gizleyerek yazardı. Bu şiirlerdeki kehanetlerinin amacının, özellikle Türkleri ve dünyayı ileride karşılaşacakları konusunda uyarmak olduğu açıktır. O çözülen tek bir satırda Müştak Baba, Ankara kelimesi bile kullanımda değilken yüz yıl kadar sonra, 1923 yılında Ankara’nın Türkiye’nin başkenti olacağı kehanetini yazmıştı. Çözümleme yöntemini bilen uzmanlar, Müştak Baba’nın çok net ifadelerle ve kesin tarihler vererek kehanetlerde bulunduğunu söylüyorlar. Bu uzmanların önde gelenlerinden biri olan Serhat Ahmet Tan, Müştak Baba’dan yeni çözümlemeler yaptı ve son kitabında İstanbul’un tekrar başkent olmasıyla ilgili kehanetlere yer verdi. Kehanet çözümlemelerinde, İstanbul’un tekrar Osmanlı dönemindeki gibi başkent olmasıyla Ankara’nın bir sınır şehrine dönüşeceği de söyleniyor. Araştırmacı-yazar Serhat Ahmet Tan’a göre, Türkiye kendisine Doğu’dan bir tehlike gelmekte olduğunu düşünerek başkentini daha batıya yani İstanbul’a kaydıracak, Türkiye ve İsrail, İstanbul’un başkent olmasından itibaren daha yoğun olmak üzere birçok alanda rekabet içine girecekler. Müştak Baba’nın deşifre edilen kehanetleri arasında Türkiye’nin 2011 yılı sonlarında Kuzey Irak’a gireceğinin de bulunduğu iddia ediliyor…

Tüm bu kehanetler, yakınlaşan zamanlar ve konuyla ilgili astrolojik olarak kısa değerlendirmelerde bulunduğum makale üzerine Türkiye’nin saygın dergilerinden Yeni Aktüel’den aldığım röportaj teklifi beni 2010 yılında Kültür Başkenti olarak dünyanın ilgisini her zamankinden daha fazla çeken İstanbul’un astroloji haritasını daha detaylı incelemeye itti.

İstanbul’un Astrolojik Haritası

İstanbul’un astroloji haritasını çıkartırken, İmparator Konstantin tarafından Roma İmparatorluğu’nun başkenti olarak kurduğu, anıtlarla donatarak resmi açılışını yaptığı 11 Mayıs 330 tarihini esas alıyorum. Pek çok ülke, kurum ve kişilerin astroloji haritalarının bilgilerinin arşivlendiği www.astrotheme.com sitesinde resmi açılış saati 16:00 olarak verilmiş. Bu ana yönelik astroloji haritasını incelediğimde, Terazi burcunun yükselmekte olduğunu görüyorum. İstanbul’un kuruluş anında estetik ve güzelliğin, çekicilik ve zarafetin burcu olarak, asıl amacı dünyaya güzellikler getirmek olan, sanatla ve modayla, lüks ve zevk içeren şeylerle, gelişkin bir zevk ve sosyal paylaşımlarla bağdaştırılan bu burcun yükseliyor olması gayet doğal.

Terazi burcunda, yükselen burç derecesine yakın yerleşimde bulunan Güney Ay Düğümü, kuruluş anı haritasının tepe noktasında güzelliğin ve çekiciliğin sembolü, yükselendeki burcu ve Güneş’in yerleştiği Boğa burcunu yöneten Venüs’ün olması, üstelik astrolojide “en büyük iyicil” olarak tanımlanan Jüpiter ile birleşmesi, bu kavuşumun Tepe Noktası’na çok yakın, Venüs ve Jüpiter’in her ikisinin de asalet kazandığı Yengeç burcu gibi dişil enerjiyi temsil eden bir burçta olması, yüzyıllar boyunca devletlerin ve dini yönetimlerin İstanbul’a sahip olma arzularını çok güzel açıklıyor. Venüs ve Jüpiter klasik astrolojide “iyiciller” olarak tanımlanırlar ve bir astroloji haritasında kavuşum yapıyor olmaları büyük şans, bolluk ve bereket, zenginlik göstergesi olarak kabul edilir. Bu ikilinin Yengeç burcunda ve İstanbul astrolojik haritasının inançlar ve kültürlerle ilgili alanında kavuşuyor olması, farklı kültür ve inançlardan insan topluluklarının bir arada kardeşçe ve büyük bir aile gibi birbirlerine bağlı, iç içe geçmiş bir biçimde yaşamalarına işaret etmektedir. 1453 yılında Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet’in fethinden bu yana İstanbul, tarihi ve kültürel dokusunu muhafaza eden, farklı inanç ve kültürlerden insanların bir arada uyum içerisinde yaşadığı bir hoşgörü merkezi olmuştur. Yükselen’deki Terazi burcu ve Yengeç’teki Venüs-Jüpiter kavuşumunun astroloji haritasının 9. evine düşüyor olması bunu muhteşem bir şekilde ifade etmektedir.

İstanbul’un astroloji haritasında Ay’ın Aslan burcunda ve görünen bir alanda yerleşmiş olması, İstanbul’un kendisine yüzyıllar önce yakıştırılmış ‘Şehirlerin kraliçesi’ lakabını hatırlatıyor. Bu yerleşim, İstanbul’un dişil enerjisini baskın bir şekilde yansıtan ve benzerlerinin yanında çok daha fazla dikkat çekerek parlayan bir profil çizmesinin yanı sıra, bunca yıllık tarihi boyunca yönetimde söz sahibi ya da etkin olan güçlü kadın figürlerinin de göstergesi aynı zamanda. Önümüzdeki yakın süreçte, özellikle de 2012-2013 yıllarında Ay derecesinin transit Uranüs tarafından uyumlu açıyla desteklenecek olması, İstanbul’un bu lakabına yaraşır bir süreçte olduğunu, bu önemli yükseliş döneminde olduğunu, bu şehirde yaşayan güçlü kadın figürlerinin, dernek ve organizasyonlarının daha fazla öne çıkacağını göstermektedir.

İstanbul için kehanette bulunan kahin ve müneccimler, bu kentin yeryüzündeki bütün şehirlerden daha fazla şan ve üne kavuşacağını söylemişler. İstanbul’un astroloji haritası ve bu dönemde aldığı astrolojik etkiler, yüzyıllar boyunca hakkında söylenenleri yanlış çıkartmamış olan İstanbul’un yeni bir zirve dönemine çok yakın olduğunu gösteriyor. Astrolojik göstergelere göre İstanbul’un zirve yılı 2013 olarak gözüküyor!

İçinde bulunduğumuz günlerde Boğa burcunda gerilemekte olan Jüpiter, 2011 yılı Aralık ayı sonlarında direkt hareketine dönecek ve İstanbul’un astroloji haritasının Güneş derecesine doğru hareket etmeye başlayacak. Jüpiter transitleri bolluk ve bereket, tanınma ve fırsatlar getirir. İstanbul’un astroloji haritasının mali standartlarla, dış kaynaklardan elde edilen gelirlerle ilişkilendirilen alanda yerleşmiş Güneş derecesinin üzerinden bu etkileri olan Jüpiter’in 2012 yılı ilkbahar aylarında geçiş yapacak olması bu tarihlerde şehre gelir artışının yanı sıra, popülerlik artışı da getirecek. Tabii bu geçişin sadece olumlu getirisi olmayacak. Abartılı harcamaların sorun çıkartabileceği, menkul kıymetler borsasında yüksek beklentilerin ve aşırı risklerin bedelinin ağır olabileceği de bir gerçek. Zira Jüpiter Güneş derecesi üzerinden geçerken, Güneş-Satürn-Neptün arasındaki T-kare açı kalıbını da aktif etmekte, finansal alanda beklenmedik iniş-çıkışlara işaret etmektedir. Yazının ilerleyen kısımlarında ekonomik türbülansların zamanlamasıyla ilgili öngörülerime yer vereceğim.

Kültürel Faaliyetler, Turizm ve Dış Ticarette Artış

2012 yılı ikinci yarısında ise, transit Jüpiter İstanbul’un astroloji haritasının uluslararası ticaret, dış menşeli işler, eğitim ve kültürel faaliyetlerle ilişkilendirilen alanından geçiş yapacak. Bu alanda İkizler burcunda yerleşmiş olan Merkür-Mars kavuşumu, kültürel ve ticari faaliyetlerin yoğun olduğunu, aktif iletişimi, yüksek tempo ve hareketi, kısa yoldan sonuca gitme güdüsünü göstermektedir. Jüpiter’in bu alandan geçiş yapmasıyla birlikte, 2012 Haziranı ile 2013 Haziranı arasındaki dönemde, dış ticaret, eğitim ve kültürel faaliyetlerde, medya ve yayıncılık alanlarında yenilenmeler, kazanç artışları yaşanabilir. Aslında bu alandaki destekleyici etkiler içinde bulunduğumuz dönemde başlamış durumda. Terazi burcundan geçiş yapmakta olan Satürn, İstanbul haritasının Merkür-Mars kavuşumuna destekleyici açılar yapmakta. Bu şartlarda 2011 yılı sonbaharında da bu alanlarda olumlu gelişmeler bekleyebiliriz. Örneğin önemli dış ticaret anlaşmaları imzalanabilir. Dış basında İstanbul’dan her zamankine nazaran çok daha fazla bahsedilebilir.

Jüpiter’in İkizler burcuna geçişiyle birlikte, İstanbul’un uluslar arası arenada şimdikinden çok daha fazla önem kazanmaya başlayacağını düşünebiliriz. İstanbul astroloji haritasında yapancı kültürlerle temas alanının göstergesi olan Merkür İkizler burcunda ve güçlü durumdadır. Bu yerleşim, yabancı kültürlerle iletişim ve bilgi paylaşımlarının çok daha yoğun yaşanacağı, önemli seminerler, konferanslar, sempozyumların düzenleneceği bir sürece ilerlediğimizi göstermektedir. Dünya kültüründe çok önemli bir yeri olan İstanbul, bu dönemde muhtemelen diğer ülkelerden önemli konuşmacıları da ağırlayacaktır. Turizm açısından da dış tanıtımlar için çok uygun bir zamana girilmektedir. Ulaşım ve taşımacılık alanlarında kolaylaştırıcı sistemler, havayollarında, karayollarında ve demiryollarında iyileştirmeler de muhtemelen 2012-2013 geçişinde hızlanacaktır.

Yeniden Yapılanma Dönemi

Terazi burcunda ilerlemekte olan Satürn, bugünlerde İstanbul astroloji haritasının Yükselen derecesinden geçiş yapmaktadır. Satürn’ün Yükselen burç derecesinden geçişleri, yeniden yapılanma ve yeni sorumluluklar alma, yeni eylemlere girişme zamanlarını ifade eder. Böyle dönemlerde eskiye ait şeyler geçerliliğini kaybetmeye başlar ve önemli kararlar almak gerekir. İşte İstanbul için böyle önemli kararlar alınacak bir dönemden geçmekteyiz. Benzer şekilde, Oğlak burcundan geçiş yapmakta olan Plüton da yeni düzenlemeler ve yapılandırmayı ifade etmekte, İstanbul astrolojik haritasının Dip Noktası’ndan geçiş yaparken, Venüs-Jüpiter kavuşumuna da karşıt açı yaparak, temelden bir dönüşüm zamanının geldiğine işaret etmektedir. Şimdilerde bu durum “Kentsel Dönüşüm” olarak tanımlanmakta. Satürn’ün Terazi burcuna geçiş yaptığı 2009 yılı sonlarından bu yana İstanbul’da birçok ilçede gecekondu, depreme dayanıklı olmayan ve zaman içinde eskiyen binalar, “Kentsel Dönüşüm” projeleriyle modern binalara dönüşüyor.

Öte yandan, İstanbul astroloji haritasının Dip Noktası’ndan geçmekte olan Plüton, derinlere inmeyi, enkazları, hafriyat ve kazı işlerini temsil eder. Bu dönemde yapılacak araştırma ve kazılarda, kentin kökeniyle, dolayısıyla tarihçesiyle ilgili önemli bilgilere ulaşılabilir. İstanbul’un kentsel yaşantısını sağlıklı olarak sürdürebilmesi, kentlilere çağdaş bir kent yaşamı ve kentsel ulaşım imkanları sunabilmesi, kentin doğal tarihi özelliklerinin korunabilmesi için üretilen Marmaray projesi kapsamında yapılan kazılarda ortaya çıkan tarihi buluntularla spesifik olarak İstanbul’un ve genel olarak insanlığın tarihi adeta yeniden yazılmaktadır. Daha da fazlasının ortaya çıkacağını düşünmemiz hata olmayacaktır sanırım. Zira içinde bulunduğumuz zamanlar adeta kendini, geçmişini, tarihini yeniden keşfetme, yeniden yapılanma zamanlarıdır.

Popülarite Artışı ve Zirveye Çıkış

2012 Mayıs-2013 Mayıs arasındaki dönemi kapsayan Güneş Dönüşü haritasında Güneş-Jüpiter kavuşumu haritanın Tepe Noktası’na yakın düşmektedir ve İstanbul için popülerlik artışını, kentin her zamankinden daha fazla gündemde yer alacağını, önem kazanacağını taahhüt etmektedir.

Başarı, önem ve popülerlik kazanma zamanları sadece 2013 yılı ilk yarısını içermiyor. 2013 yılı ikinci yarısında, transit Jüpiter İstanbul astroloji haritasının en şanslı yerleşiminin, Yengeç burcundaki Venüs-Jüpiter kavuşumunun üzerinden geçiş yapmaya başlayacak. Astrolojik olarak “Jüpiter Dönüşü” olarak tabir ettiğimiz ve şanslı bir yükseliş dönemine işaret eden döngüye de dayanarak 2013 yaz aylarından itibaren İstanbul’un yükselişinin “Zirve” noktasına varmaya başlayacağını tahmin edebiliriz. Dünya Astrolojisi’nde İstanbul Yengeç burcu kapsamında kabul edilir ve 2009, 2010, 2011 yıllarında Yengeç burcunda gerçekleşen tutulmalar İstanbul’un popülaritesini olumlu yönde etkilemiş, dünya gündemindeki önemini arttırmış, yükseliş sürecini hızlandırmıştır. 2013 yılı ikinci yarısında Yengeç burcundan geçiş yapacak olan Jüpiter, bu hızlı çıkış sürecini zirveye taşıyacaktır ve İstanbul’un önemini gerek Türkiye gündeminde, gerekse dünya gündeminde önemli bir noktaya çekecektir. Önümüzdeki yakın süreçte İstanbul’un politik, stratejik, ekonomik, sosyal, kültürel ve özellikle de spritüel açıdan büyük önem taşıyacak olduğunu düşünüyorum.

Akrep burcunda hareket edecek Satürn transiti tarafından da desteklenecek ve yeni bir yapılanmaya işaret eden bu dönemde İstanbul, Hükümet’in plan ve programında çok önemli bir noktaya ulaşabilir. Satürn kanun ve kuralları, nizamı ve düzenlemeleri temsil eder ve Türkiye astroloji haritasının Güneş derecesinin üzerinden geçiş yapacak olması, bu dönemde İstanbul’un ayrı bir merkez, sanki kendine özel uygulamaları olan bir kent haline geleceğini, çok önemli bir merkez olacağını düşündürmektedir. Sözün burasında ilginç bir noktaya daha değineceğim. İstanbul’un fetih tarihi olan 29 Mayıs 1453 öğle saatleri için İstanbul’a göre çıkartılmış astroloji haritasında Güneş 16 derece İkizler burcunda, aynı derecedeki Güney Ay Düğümü ile partil birleşmektedir. Astrolojik olarak çok anlamlı bulduğum bu durum, çok KADERSEL bir biçimde Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethedecek kumandan olduğunu ve bunun vaktinin gelip çatmış olduğunu göstermektedir. Güney Ay Düğümü geçmişten kadersel olarak taşınan durumları, Güneş ise büyük kumandanları, kralları, padişahları temsil etmektedir. Güneş-Güney Ay Düğümü kavuşumu, 11 Mayıs 330 tarihli İstanbul’un kuruluş haritasının Mars derecesi üzerine düşüyor ki astrolojide Mars da fetihleri temsil etmektedir.

Bu astrolojik kombinasyon, Hz Peygamberi’in “ İstanbul elbet bir gün fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir” hadisini hatırlatıyor; insanı hem hislendiriyor hem de gururlandırıyor. Şimdilerde İkizler burcunda hareket etmekte olan Güney Ay Düğümü adeta Dejavu yaratmakta, İstanbul’un fethi haritasındaki konumuna giderek yakınlaşmakta, İstanbul’un kadersel bir şekilde yeniden çok önem kazanacağına işaret etmektedir. 10 Ekim 2011 tarihinde transit Güney Ay Düğümü, tam olarak İstanbul’un fethi haritasındaki derecesine varacak. Kader ağlarını örmekte…

Öte yandan, ilginç bir şekilde İstanbul’un fethi tarihinde, şimdilerde olduğu gibi Satürn Terazi burcundan geçmekteymiş. Üstelik de tam Türkiye astroloji haritasında Satürn’ün bulunduğu 24 derece Terazi’den! Bu müthiş bir bağlantı doğrusu… Transit Satürn’ün bu dereceye ulaşacağı tarih 19 Kasım 2011 olarak görülmekte. Bu derecede Merkür de bulunmakta. Bu şartlarda 2011 yılı Kasım ayı sadece İstanbul açısından değil, Türkiye’nin atacağı önemli adımlar, alacağı önemli kararlar açısından da önem arz etmekte. Bu tarihte Türkiye çok önemli ve kendisi için sonradan büyük mesuliyetler getirecek önemli kararlar alabilir, anlaşmalar yapabilir ve bulunduğu bölgenin geleceğini ilgilendiren önemli adımlar atabilir. Satürn bu dereceden gerileyecek ve tekrar bu dereceye geldiğinde bu kez yanında Mars da olacak. Tarih 15 Ağustos 2012. Bu şartlarda Kasım 2011-Ağustos 2012 arasındaki dönemde Türkiye için ulusal, uluslar arası alanda atılacak bazı adımların bir şekilde İstanbul’u da ilgilendireceğini düşünebiliriz. Güvenlikle ve güvenlik güçleriyle ilgili temalar, askeri konularda atılacak adımlar önem kazanabilir. Zira bu dönemde Türkiye astroloji haritasının Mars derecesi etkin transitler almaktadır.

İstanbul’un mevcut Hükümet için ne denli önem taşıdığı, partinin önde gelenlerinin çeşitli söylemlerden anlaşılmakta. Bunu bir de astroloji haritalarını karşılaştırarak değerlendirmekte, astroloji gözüyle değerlendirmekte fayda var.

AK Parti Astrolojik Haritasıyla Kadersel Bağlantıları

İstanbul astroloji haritasında Terazi burcunun yükselmekte ve Venüs-Jüpiter kavuşumunun Yengeç burcunda olduğunu gördüğümde, aklıma ilk Ak Parti astroloji haritasıyla nasıl örtüştüğüne bakmak gelmişti. Zira aynı durumun Ak Parti astroloji haritasında olduğunu biliyordum ve gezegenlerin derecelerinin yakın olup olmadığını kontrol etmek istemiştim. Tam da düşündüğüm gibi, her iki haritada bu gezegenlerin dereceleri oldukça yakındı, Jüpiter dereceleri tam üst üste gelmişti!

Bu kadarı da pes doğrusu demekten kendimi alamadım. Üstelik başka kadersel bağlantılar da vardı. Ak Parti astroloji haritasının gelecek hedeflerini ve varoluş misyonunu ifade eden Kuzey Ay Düğümü derecesi, İstanbul astroloji haritasının tam da Venüs derecesi üzerine düşmekteydi! Sadece bunlarla da bitmiyordu. Ak Parti astrolojik haritasının Ay derecesi İstanbul haritasının tam olarak Mars derecesi üzerine, Ak Parti astrolojik haritasının Satürn derecesi İstanbul haritasının tam olarak Merkür derecesi üzerine düşmekteydi. Ak Parti haritasının Güneş derecesi, İstanbul astroloji haritasının Satürn derecesi üzerine düşmekteydi. Bir kez daha astrolojik derecelerin ne denli önemli olduğunu, hiçbir şeyin tesadüf olmadığını, her şeyin önceden planlandığı gibi, kadersel bir biçimde yürüdüğünü görmüş, deneyimlemiş oldum. Tüm bu örtüşmelerden özet olarak şunu söyleyebiliriz: İstanbul Ak Parti için çok önemliydi, görüşlerini en yoğun bir biçimde burada ortaya koyacaktı, İstanbul partinin adeta gerçek stratejik merkezi konumundaydı ve her zaman el üstünde tutulacak, bu kente giderek daha fazla önem verecekti. Her ne kadar Ankara başkent ise de, Ak Parti’nin gönlündeki gerçek başkent İstanbul idi. Astrolojik göstergeler önümüzdeki yakın süreçte bu temanın çok daha fazla vurgu kazanacağını işaret etmektedir.

Ekonomik Zorluklar Ne Zaman?

Astrolojik verilere dayanarak, 2014 yılında başta Amerika ve pek çok Avrupa ülkeleri olmak üzere dünya genelinde büyük ekonomik türbülanslar oluşacağını tahmin ediyorum. Pek çok ülkeye nazaran ülkemizin daha az etkileneceğini düşünsem de, 2014 yılının Türkiye ve özellikle İstanbul için ekonomik anlamda hiç de kolay bir dönem olmayacağını söyleyebilirim. 2014-2015 yıllarında, transit Satürn İstanbul astroloji haritasının en zorlu açı kalıbı olan ve finansal konuları temsil eden alanlara yerleşmiş olan Güneş-Neptün-Satürn gezegenleri arasındaki T-kare açı kalıbını sıkıştırıyor olacak. 2014 yılı Nisan ayında ABD astroloji haritasının çok zorlu etkiler altında olacağını görmekteyim ve ABD ekonomisinin büyük türbülanslar yaşayacağını tahmin ettiğim bu dönemde tüm dünya ülkelerine, nispeten ülkemize de yansımaları olacağı gerçeğini göz ardı edemeyiz. Tam da bu dönemde İstanbul astroloji haritası da az önce bahsettiğim gergin Satürn transiti alacak. İstanbul’da önemli ekonomik zorlanmalar yaşanabilir bu dönemde…

İstanbul astroloji haritasının parasal konularla ilgili alanlarına düşen Güneş-Satürn-Neptün arasında oluşan T-kare açı kalıbı, her ne kadar “Taşı toprağı altın” ifadesi kullanılsa da, İstanbul’da geçinmenin, ayakta kalmanın kolay olmadığını göstermektedir. Boğa burunda yerleşmiş olan Güneş, sahip olma arzusunu, maddi güvenceyi sağlama isteğini gösterse de, Satürn ile uyumsuz açısı, ekmeğin aslanın ağzında olduğunu, arzu edilen maddi güvencenin sağlanması için çok çalışmak-çabalamak gerektiğini, başarıya ulaşmanın veya sağlanan başarıyı devamlı kılmanın hiç de kolay olmadığını ifade etmektedir. Güneş-Neptün arasındaki uyumsuz açı, bu sihirli şehrin göz kamaştırıcı ve baştan çıkarıcı büyüsüne kapılan pek çoklarının büyük maddi hayal kırıklıklarına uğradığını, zengin olmak hayaliyle geldiği bu büyük şehirden, adeta yutulmuş ve hüsrana uğramış bir biçimde mecazi ve gerçek anlamıyla “köyüne geri dönmek” durumunda kaldığını hatırlatmaktadır.

Transit Uranüs ve Plüton’un İstanbul astroloji haritasının Venüs-Jüpiter kavuşumuna sert açıları, zorlu 2014-2015 yılları öncesinde, 2012-2013 yıllarında yaşanması muhtemel ekonomik zorlanmaları göstermektedir. Bu yılların ardından, 2014 yılında bu kez tam bir temizlenme ve sadeleşme içerecek şekilde bu türde durumlar yaşanabilir. 2014-15 yıllarında sarsılacak olsa da, dünya dengelerinin önemli ölçüde değişmiş ve yerli yerine oturmuş olacağı kritik 2016 yılı sonrasında, özellikle de 2017 yılı sonlarından itibaren, Türkiye’nin bölgesinde siyasi ve ekonomik olarak şimdikinden daha fazla söz sahibi olacağını ve İstanbul’un ticaretin en önemli merkezlerinden biri konumunda şimdikinden çok daha üst sıralarda yer alacağını öngörebiliriz.

Gezegensel irtibatlar ve önemli gezegen geçişleri, dünyada finansal düzenlerin dönüşüme uğramakta olduğunu, ekonomilerin sadece geçici bir süre için krizde olmadığını, bütün ekonomik sistemin tamamen dönüşmek üzere olduğunu haber vermektedir. Örneğin Neptün gezegeninin 2011’de bir süre için geçiş yapmış olması ve şu anda Kova burcunda gerileyerek Şubat 2012’de tamamen Balık burcuna geçiş yapacak olması, materyalizmi simgeleyen kapitalizmin çökmek üzere olduğunu işaret etmektedir. Neptün daha önce bu burca 1848’te geçmişti, ki bu feodal sistemlerin çöküşüydü. Neptün’ün Balık’a giriş yaptığı 4 Nisan 2011’de astrolojide yeni trendlerin saptanmasında majör rol oynayan iki sosyal gezegen Jüpiter ve Satürn karşıt konumda idiler. Bu da kapitalist sistemin çöküşünü hızlandıracak bir faza girdiğimiz anlamına geliyor. Halbuki bu iki gezegenin kavuşum yaptığı 2000 yılından bu yana, aşırı bir maddileşmeye tanık olmuştuk. Şimdilerde bu iki gezegenin karşıt konumda olmaları, bu aşırı maddi eğilimlerin törpülenme sürecinden geçildiği anlamına geliyor. 2008 sonlarında uzun süreliğine Oğlak burcuna geçiş yapan Plüton ve takip eden dönemdeki tüm diğer gezegen geçişleri, o yıldan bu yana kapitalizmin hızlı çöküşünü haber vermektedir!

İnsanoğlunun sadece maddi olana ağırlık vererek kurduğu bu düzen artık sona ermek üzeredir. Manevi ve ruhsal değerlerin daha fazla öne çıkacağının en önemli göstergesi olan Neptün, doğasına uygun Balık burcunda hareket ederek arındırma, maddecilikten uzaklaştırma, kalıplaşmış ve çıkarcılık üzerine kurulu düzenleri, katı kalıpları ve formları çözerek üzerine çıkarma, esnekleştirme görevini üstlenmiştir. Neptün’ün Türkiye astroloji haritasının çok önemli bir alanında hareket edecek olması, 2011’de başlayan, ama asıl 2012 Şubat ayı sonrasında belirginleşecek bir biçimde Türkiye’deki insanlığa katkı sağlayacak maneviyatın ve ruhsal tekamüle yönelten enerjinin gözle görülür bir biçimde yoğunlaşacağını gösteriyor. Önümüzdeki yakın süreçte Türkiye giderek çok daha ruhsal ve mistik özellikler gösteren bir ülke olarak tanımlanacak. Türkiye’nin önemli rol üstlenerek insanlık realitesini yeni ufuklara açacak değişimlerin odak noktasında olacağı bu dönemde İstanbul kolektif aydınlanmanın ve ruhsal uyanışın merkezi olmaya hazırlanmaktadır.

Medeniyet Başkenti İstanbul

2012-2013 yıllarında Balık burcunun ilk derecelerinde hareket etmekte olan transit Neptün, İstanbul haritasının Venüs-Jüpiter kavuşumunu uyumlu açıyla destekleyecek. Bu açı, İstanbul’un sadece politik-ticari bir merkez olarak değil, spritüel bir merkez olarak da dikkat çekici bir önem kazanacağını göstermektedir. Neptün’ün Türkiye astrolojik haritasının çok önemli bir alanında hareket edecek olması, 2011’de başlayan, ama asıl 2012 Şubat ayı sonrasında belirginleşecek bir biçimde Türkiye’deki ruhsal enerjinin gözle görülür bir biçimde yoğunlaşacağını gösteriyor. Yani Türkiye çok daha mistik özellikler gösteren bir ülke olarak tanımlanacak. 2012 yılında Satürn’ün Akrep burcuna, Neptün’ün Balık hurcuna geçiş yapacak olması, Türkiye’nin bu önemli geçiş sürecinde ne denli büyük bir rol oynayacağının açık bir göstergesidir. 14 Kasım 2012’de gerçekleşecek tam Güneş tutulması, ülkemizin bu süreçte oynayacağı önemli rolün ortaya çıkacağını göstermektedir. Bu tutulma esnasında transit Satürn Güneş’imizin üzerinde olacak ve tutulma derecesi, haritamızdaki Venüs-Jüpiter orta noktası üzerine düşecektir. Bunlar, ülkemizin hem büyük sorumluluklar alacağı, hem de bu geçiş sürecini doğru yönlendirmek açısından önemli bir görev üstleneceğini göstermektedir.

Pek tabii ki bu bir anda tamamlanacak bir süreç değil. 2012-2025 yılları arasına yayılıyor. Ama özellikle 2012-2013 yıllarında, genel olarak Türkiye’nin ve özel olarak da İstanbul’un dünyanın önemli spritüel kişileri, eğitmenleri, spritüel konularla ilgilenen kişiler arasında daha fazla rağbet görmeye başlayacağını düşünüyorum. Tüm bu gelişmeler, insanların sahip oldukları mistik veya ruhsal gücü daha net fark edebilecekleri bir sürece denk geliyor ve kişisel görüşüme göre İstanbul içine hızla girmekte olduğumuz ve insanlığın tekamülünde bilinçsel sıçrama olanağı verecek yeni enerji dalgasının ortaya çıkaracağı en önemli medeniyet merkezlerinden biri olacak.

4 Ocak 2011’de gerçekleşen ve Türkiye’den de izlenen güneş tutulması anı için İstanbul’a göre çıkartılmış astroloji haritasında Balık burcunun son dereceleri yükselmekteydi ve neredeyse aynı dakikada denilecek kadar yakın yerleşimde bulunan Jüpiter-Uranüs ikilisi tam da doğu ufkuna denk geliyordu. Bu ikilinin bulunduğu Balık burcunun 28. derecesinin Sabian sembolü karşılığı “A fertile garden under full moon” yani “Dolunayın altındaki verimli bahçe” olarak verilmektedir. İzdüşümü tam İstanbul üzerine düşen Jüpiter Uranüs kavuşumu, yeni enerjiye yol açan verimli merkezlerden birinin Türkiye’nin gözbebeği İstanbul olduğunu gösteriyordu. Bu yerleşim bize, yeni dönemde İstanbul’un rehberlik vizyonunun belirginleşeceğini göstermekteydi. Bu dikkat çekici güneş tutulması İstanbul’un gerçek cevherini yeniden keşfetme, bu bölgede yaşayanlar için hayata farklı bir perspektiften bakmaya başlama zamanını göstermekteydi. Tutulma esnasında Jüpiter-Uranüs kavuşumunun ufuk çizgisinde Balık burcunda yükseliyor olmasını ruhsal büyüme, yüksek zihinsel aktivitelerle bilgi paylaşılması ve bilgeliğe yönelme, alışılmışın dışında ruhsal deneyimler yaşanması, eski kalıpları kırma isteği ve baskılardan kurtulma, sınırları aşma ve özgürlük arzusunun artması, yenilenme ve reformlar, yaratıcılığın yükselmesi şeklinde okuyabiliriz.

Önümüzdeki yakın süreçten itibaren İstanbul hakkında şimdiye dek farkında olmadığımız çarpıcı şeyleri açığa çıkartabilir, gerçek içsel hazinemizi yeniden keşfedebiliriz. Aslında bu şehrin bizlere taşıdığı en büyük miras, para pul değildir. Bu miras manevidir. Yurdumuz büyük evliyaların, bilgelerin, alimlerin yetiştiği mistik bir karakteristiğe sahiptir. Neptün’ün Balık burcuna geçişiyle birlikte, yapacağımız en iyi iş, bu mistik karakteristiğimizi ortaya çıkartmak, insanlığın gelişmesine, bir an önce gerçek uygarlığa erişmesine hizmet etmektir. Kişisel kanımca ve araştırmalarıma göre ülkemiz, özellikle de İstanbul, 2012 sürecinde tüm dünya için ÖZEL önem ve anlam taşımaktadır. Kadim şehrimiz, doğmakta olan yeni medeniyetin en önemli ruhsal merkez üslerinden biridir.

Türkiye ve İstanbul astroloji haritalarını karşılaştırmalı olarak incelerken başka ilginç bir bağlantı daha gözüme ilişti. İstanbul astroloji haritasında 9 derece Balık’ta bulunan Uranüs, Türkiye astroloji haritasının Güney Ay Düğümü derecesinin tam üzerine denk gelmekteydi. Daha önce bahsettiğimiz üzere, Güney Ay Düğümü sonsuz hizmet ve bitmeyen şeyleri, geçmişten kalıtım yoluyla taşınan, ezelden yazılmış, kadersel olarak çekildiğimiz ve karşılaşmamız-yüzleşmemiz gereken durumları temsil eder. Uranüs ise her zaman değindiğim gibi “Büyük Uyandırıcı”dır. Aydınlanmaya yönelten farkındalık yaratır ve bunu ani, beklenmedik gelişmeler yoluyla yapar. Bu astrolojik kombinasyon bize, İstanbul’un Türkiye’nin uyanışını hızlandırıcı bir katalizör etkisi olacağını ve Balık burcundaki yerleşimiyle, bu uyanışın tüm insanlığın ruhsal gelişimine, bir an önce gerçek medeniyete erişmesine hizmet edeceğini gösteriyor.

Medeniyetler İttifakı Türkiye Eşgüdüm Başkanı Prof. Bekir Karlıga’nın 2011 yılında verdiği bir röportajında çok güzel ifade ettiği gibi, “Yeni bir insanlık, yeni bir uygarlık doğmaktadır ve Türkiye 21. yüzyılda dünyanın önde gelen üç-beş ülkesinden biri olacaktır. Böylece yeni medeniyet içerisinde İstanbul medeniyet başkenti olarak yerini alacaktır”. Astrolojik göstergeler bu ifadeyi desteklemektedir.

İstanbul’dan ilham alan yüzlerce şairden biri olan sevgili Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun güzel şiirinden alıntı yaparak sözlerimi tamamlamak istiyorum:

Yedi tepeye kurulmuş pul pul,
Gümüş gümüş balıkları pul pul,
Işıktan sudan örülmüş, canım İstanbul

Öner Döşer