2 sene önceydi. Babamı defnedecektik. Nasıl olduğunu anlamadan gidivermişti. Şimdi son görevimizi yerine getirme vaktiydi.
Mezarlığa gitmek üzere hazırlanırken babamı getirdiler yeşil arabanın içinde. Evine, mahallesine veda etsin diye. Hoca hoparlörle duasını okudu, yıllarca aynı mahalleyi paylaşan insanlar yaklaşıp yanına sessizce dua ettiler. Hoca ‘Helal Olsun mu’ dedi, hep bir ağızdan helal ettiler. Bütün sokağa hüzün yayıldı. Ölümün hüznüydü bu. Acı bir tadı, buruk bir rengi vardı. Zamansızlığı vardı bir de! Pat diye karşına çıkardı!
Gittik bıraktık babamın bedenini yeni yerine, ruhu geçmişti çoktan… Başımız önümüzde, yüreğimizde fırtınalar döndük. Dua vakti gelmişti. Evin içi sohbet doluydu beklerken. Sadece 3 kişi suskundu. Annem, ablam ve ben…
Birden davul sesi duyuldu, güm güm! Zurna eşlik ediyordu davula. Yan apartmandan bir gelin, bir damat çıktı el ele. Yüzlerinde aşk çizgileri vardı, dudaklarında mutluluk. Yıllarca aynı mahalleyi paylaşan insanlar yaklaşıp yanlarına bağıra bağıra dans ettiler. Bütün sokağa sevinç yayıldı. Aşkın sevinciydi bu. Tatlı bir tadı, canlı bir rengi vardı. Zamansızlığı vardı bir de! Çat diye karşına çıkardı!
‘Hüzün evinin’ ahalisi olarak geldik pencerenin yanına. Islak gözlerle seyre daldık….
‘O gün’ aynı gökyüzünün altında, astrolojik olarak hepimiz aynı etkileri alırken, aynı şehir, aynı semt, aynı sokakta, aynı saatlerde yan yana apartmanlarda toplanan bizler bir başlangıç ve bir sonu aynı anda yaşadık….
Ve ‘o gün’, astrolojik etkilerin sadece kişinin haritasına özel çalıştığını anlatabilmek için bu sayfadaki yerini aldı.