Astroloji merakının yerine neler yapılabilir derseniz… doğru Reiki, gerçek Feng-Shui, uzmanından Yoga veya üstadından Tai Ch’i… neden olmasın? Bunun bir nedeni de şudur. Yukarıda sayılanlarla doğru bir biçimde ve yetkin üstadların nezaretinde bir uğraş içerisinde iseniz zaten bilince yönelmiş olduğunuzdan, bu kapsamda astrolojiyi de daha doğru bir yere koyabilirsiniz. Ama eğer onlarda da yolunuz ya da yönteminiz yanlışsa veya herhangi birini yapıyorum diye bir tür aldatmaca içerisinde iseniz, o vakit zihne yönelmişsinizdir ve artık telkine de, deneyselliği gözardı etmeye de hazırsınızdır; yani bir bakıma bilgisizliğe, duygusallığa ve inanca kapılmışsınızdır demektir. O durumda sözde astroloji ile kendinizi yanıltmaya, üstelik bir de katmerli bir biçimde kandırmaya devam edebilecek bir ruh hâleti içerisinde olmanız doğaldır.
Doğru uygulandıklarında yukarıda adı geçen özgün pratiklerin her biri ayrı ayrı insanı bölünmüşlükten kurtarabilecek yollar olabilir. Ama bir de, sayılanlardan en az bir diğeriyle birlikte doğru uygulanabildiklerinde önce gerçek-kendi’nize döner, sonra farkındalığınızı artırır, daha sonra da varoluşla bir olmaya başlarsınız. Zaten ilk iki aşamayı geçmeden üçüncüsüne erişebilmek mümkün değildir. Böylesi pratiklerle psişenizi de düzene sokmuş ve gerçekliklerin kapısını aralamış olacağınız için, hem zihinsel tembellikten ve hazırcılıktan hem de tinsel boşluktan kurtulmuş olacağınızdan, gerçekte hiç de ‘kendini bilme’ demek olmayan ‘sözde-astroloji’ gibi içi boş ve aldatmacalarla dolu konulara ilgi göstermekten de kendiliğinden vazgeçmiş olacaksınız. Kozmoloji anlayışınızdaki gelişmeden sonra astroloji, yaşamınızda ancak bir fantezi ya da eğlencelik çerez olarak yer alabilecektir.
Günümüzde hiçbir kanıt ortaya sürmeksizin bir takım kolaycı söylemlerde bulunma, artık ya sadece kutsala dayalı dinlerin işi olmuştur, ya da popüler astrolojinin. Bunların her ikisi de evrensel dinamiklerin farkında değillerdir. Farkında olmadıkları için de gizemli sanılan pek çok konu üzerinde kolaylıkla uluorta ya da ileri-geri konuşup dururlar. Ne de olsa savlarının doğrulanması gerekmiyor, değil mi? Çünkü yalan öyle bir şeydir ki, insan inansa da inanmasa da başkalarından önce onu kendisine söyler.
Özetle, bize göre sözde-astroloji, dogmatikliğin bir başka türüdür. Kim bilir, bu yolla belki birileri kendi sorumluluklarını burçlarına ya da doğum haritalarına atmak istiyorlardır… Zaten nasıl olsa astrolojik savların ve önermelerin gözlemlenebilir, deneyimlenebilir ve doğrulanabilir olmaları gerekmiyor. Ama eğer en büyük günah ‘yalan’ olsaydı (ki belki de öyledir), cehennemin en derin yerine falcılarla sözde-astrologları koyarlardı. Çünkü hemen her gün o kadar çok yalan ve yanıltıcı şeyler yazıp söylemekteler ki, başlarını yastığa koyduklarında, onca aldatmacadan sonra nasıl olup da rahat uyuyabildiklerine şaşmamak elde değil…
Bilimin aydınlığında ve sevgiyle kalınız…