1970 yılından beri çalışmalarına devam eden Kadıköy Deneme Sahnesi Tiyatro Bölümü Başkanı Vedat Oyurgüz, tiyatronun hocaları Emre Cingöz, Timuçin Balioğlu, Erkan Yalçın ve Metin Akça ile tiyatro üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Tiyatro üzerine, yaptıkları çalışmalar ve oyunlarda seçtikleri konular üzerine derin derin konuştuk.

Deneme Sahnesi ne zamandır eğitim veriyor ve buradaki eğitimin amacı nedir?

Vedat Oyurgüz: 1970 yılından beri eğitim veriyoruz. Burada verdiğimiz eğitimin asıl amacı tiyatroyu bilen,seven bilinçli tiyatro seyircileri yetiştirmek. Verdiğimiz eğitim doğrultusunda öğrencilere tiyatro konusunda ön bilgi veriyoruz. İlk seneden sonra ne yapmak istediğine karar verebilecek düzeye gelir öğrenci.

 Kadıköy Halk Eğitim’de verilen eğitim ve sonrasında yapılan çalışmalar nelerdir?

Vedat Oyurgüz: Burada 2 yıl süren eğitim veriyoruz. 1.senenin sonunda sınav yapılır ve sınavda başarılı olan öğrenciler 2.sınıfa devam edebilir. 2.sınıfı da tamamlayan öğrenciler burada kalmak istiyorlarsa oyunlarda oyunculuk ve hocalara asistanlık yaparak iki sene boyunca eğitimlerine devam edebilirler. 4. sene sonunda diğer hocalar ile birlikte derslere girmeye başlarlar. Yaklaşık 1 veya 1.5 sene sonra eğitmen kadrosunda eksik varsa sözleşmeli olarak görev alabilirler. Burada resmi olarak görev alan hocalarımız kadar gönüllü olarak çalışan hocalarımız da bulunmaktadır. Verilen eğitimler; Dünya Tiyatro Tarihi, Sahne Bilgisi, Türk Tiyatro Tarihi gibi kuramsal derslerin yanında Dramatik ve Epik Tiyatro Uygulamaları, Ses ve Vücut Eğitimi, Oyunculu Eğitimi gibi birçok uygulamalı dersler de hocalarımız tarafından verilmekte.

 Eğitimi tamamlayan öğrenciler için oyun hazırlanıyor mu?

Vedat Oyurgüz: Senede 2 oyun oynuyoruz. Birinci senenin sonunda sınıflar dört ayrı gruba ayrılır ve her biri farklı oyunda görev alarak profesyonel jüri tarafından en iyi oyun ve kadın, erkek oyuncu seçilir. Bu sene 7 Haziran’da yine 4 farklı oyun yarışıyor olacak. Diğer oyunumuzda hocalar ve asistanlar tarafından yönetilip oynanan oyundur. Bu oyunda her sene farklı hocamız tarafından yönetilen bir oyun sahnelenir.Bu sene Emre tarafından ‘Aslan Asker Şvayk’ sahnelenecek.

 Oyun listesine baktığımızda günümüze kadar Aziz Nesin’den,Brecht’e farklı birçok oyun sergilenmiş.Bu oyunların seçimine kimler karar veriyor?

Vedat Oyurgüz: Oyunu yönetecek kişi seçiyor. Burası Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir kurum olduğundan uç oyunlar oynanmaz. Biz de seçtiğimiz oyunlarda bu anlamda bir sıkıntı yaşamadık bugüne kadar.

 Amatör tiyatroyu profesyonel tiyatrodan ayıran özellikler neler?

Vedat Okyurgüz: Amatör tiyatro olarak; amatör ruhla profesyonel mantığı birleştirerek iş yapmayı benimsedik. Örneğin biz burada verdiğimiz eğitim ile iyi bir tiyatro izleyicisi yetiştirmeyi hedefledik. Boğaziçi Tiyatrosu çıkardıkları kitaplar ve çeviriler ile birçok konuda öncü olma geleneğini sürdürmüştür. İstanbul Sahnesi bağımsız olduğundan daha güncel konular ile ilgilenerek güzel oyunlar çıkarıyorlar. Herkesin kendine has iyi özellikleri ile amatör tiyatro olarak tiyatro yapıyor.

 Tiyatronun amacı size göre nedir?

Vedat Oyurgüz: Tiyatro içinde herşey olabilir ama asıl amaç tiyatro yapmak olmalıdır. Siyaset,din,aşk… tiyatro içinde kullanılmalı. Ama siyaset ya da başka bir şey için tiyatro yapılmamalı. Tiyatroyu kendi çizgisinde götürmekten yanayım.

 Eskiye göre tiyatro seyircisinde ve tiyatro ile ilgilenen insan sayısında azalma var mı?

Vedat Oyurgüz: Azalma var. Bunun hem sosyal hem ekonomik nedenleri var.Tiyatrolar da fiyat aralığı geniş.İnsanlar tanıdıkları,televizyonda gördükleri kişilerin oyununa gitmeyi tercih ediyor ancak bu oyunlarda bilet ücretlerinin yüksek olması nedeni ile izleyici sayısı sınırlı oluyor.Şehir tiyatrolarında ücretler uygun ancak burada da internetten bilet alan insanlar oyun günü gitmeyebiliyor bu nedenle salon sayısı dolu gözükse de aslında o kadar da dolu değil.

Tiyatro ile ilgilenmek bilgi ve sabır gerektiriyor. Eğitim için gelen gençlerin yarısı ajansa kayıt olabilmek için diploma almak isteyen gençler. İleriki dönemlerde dizi veya reklamlarda medyatik olmayı tercih ediyorlar. Tiyatro seyircisinde de aynı durum söz konusu. Burada bile verdiğimiz seminerlerde eğitim verebilecek çok değerli insanlar geldiğinde katılımcı sayısı medyatik biri geldiğinde katılan öğrencilere göre bir hayli düşük. Maalesef bu her yerde böyle.

 Peki sizin dediğiniz gibi gerçekten tiyatro seyircisi olmak için gelen var mı?

Vedat Oyurgüz: Bizim hedefimiz bu. Çünkü iyi tiyatro izleyicisi izleyeceği oyunun konusunu, oyuncusunu seçebilecek bilince sahip olacaktır ve çevresine de bu bilinci yansıtacaktır. Bizim amacımız bu.

Emre Cingöz: İlk derste söylediğimiz bu, ancak buradan mezun olmuş herkesin tanıdığı birçok isim var. Mesela Özgü Namal…

Timuçin Balioğlu: Sadece oyuncu olarak değil; makyaj, seslendirme ve kostüm konusunda da burada eğitim görmüş çok kişi var.

Vedat Oyurgüz: Mesela Kulis Kostüm; Çağan Irmak’ın yönettiği Ulak, Issız Adam filmlerinin makyaj ve kostümlerini yaptılar. Onun dışında Muro, Polis filmlerinin de.

 17 Mart Salı günü tekrar Küheylan adlı oyun sahnede olacak.Bu oyunda ne anlatılıyor?

Metin Akça: 35 sene önce Peter Schaffer tarafından yazılan oyun kısaca 17 yaşında psikolojik sorunları olan bir gencin yaşadığı sorunları anlatıyor. Dindar bir anne ile komünist,ateist bir baba tarafından yetiştirilen Alan, çok sevdiği atların gözünü kör etmesindeki nedenleri sorguluyor oyun.Alan’a yardımcı olmayan çalışan psikiyatr kendi sorunlarını da keşfetmeye başlıyor ve hatta kendisinin Alan’dan daha kötü durumda olduğunu farkediyor.

Timuçin Balioğlu: Burada anne ve baba olarak bahsettiğimiz iki farklı uç görüş evrensel değerleri simgeliyor.Yaşadığımız dünyada,toplumda,ailede “’normal’ nedir?” sorusunun cevabını arıyor oyun.Bahsedilen bu değerlerin hayatımıza etkisi yadsınamaz.Alan gibi sevdiği atların gözünü kör ederek veya doktor gibi hayallerinden,tutkularından vazgeçmiş ‘normal’ bir hayat yaşamayı seçmek arasında kalabilir.

 “İsterim ki bir gün dünyada hiçbir problem kalmasın, herkese eşit adalet olsun ve benim kitaplarım fırlatılıp çöpe atılsın” Brecht

 Bu sene yöneteceğiniz oyunun oyun hakkında konuşalım.

Emre Cingöz: Ünlü Çek yazar Jaroslav Hasek tarafından yazılan bir roman aslında ‘Aslan Asker Şvayk’.Çok eğlenceli ve sürükleyici bir roman. Romanda I. Dünya Savaşı yıllarında yaşayan Şvayk adlı Avusturyalı vatandaşın başından geçen trajikomik olaylar anlatılıyor. Askere alınma süreci, askerlik süreci ve savaş sırasında yaşadığı olaylar anlatılıyor. O dönemde yaşanmış buna benzer birçok hikaye bulabiliriz. Biz de Şvayk’ı tekrar mercek atına alarak bir kez daha yaşanan olayları yorumlamak istedik.

 Brecht bu romandan yola çıkarak oyun da yazdı.

Emre Cingöz: Brecht tarafından ‘Şvayk Hitler’e Karşı’ adı ile sahnelendi. Brecht oyunda romandaki ana fikre sadık kalarak dialektik anlayış çerçevesinde dönemi değiştirdi.Hitler döneminde yazılan oyunda II. Dünya Savaşı’nda yaşanan olaylar anlatılır.

 Neden bu oyunu seçtiniz?

Emre Cingöz: Neden bu oyunu seçtim? Savaş karşıtı bir şeyler yapmak istedim. Şvayk hikayesini biliyordum ancak tekrar okuyunca hikaye kafamda belirdi. Oyunumuzda dönem yine I. Dünya Savaşı dönemi ancak farklı olarak hikayede üç anlatıcı var. Bu anlatıcılar Şvayk’ın yaşadıklarını günümüz gözü ile farklı şekillerde yorumluyorlar. Yaşadığımız sosyal, ekonomik sorunları Şvayk’ın hikayesinden yola çıkarak tartışıyorlar. Brecht yaşadığı döneme eleştiri yaparak aslında çok ciddi bir sorumluluk üstlenmiştir. Aynı şekilde ben de bu oyun ile yaşadığımız ama konuşamadığımız konuları dile getirmeye amaçladım. Örneğin yaşadığımız bu ekonomik krizin asıl nedeni nedir? Devletlerin savunmaya harcadığı para ile dünyadaki açlık sorunu çözülemez miydi? Teknoloji neden insanların yararına kullanılmıyor? Brecht’in bir sözü var paylaşmak isterim:‘Uçaklar yaptınız yerin 7 kat üstünden giden ve o uçaklardan daha sonra bombalar bıraktınız insanların üzerine, ama buna rağmen ekmeğin fiyatı ucuzlamadı pek’ der Brecht… Burada aynı zamanda teknolojik gelişmelerin ne için yapıldığını da tartışıyoruz. Yaklaşık 40 kişilik kadro ile Mayıs ayında oynamayı planlıyoruz. Bekleriz artık sizi de

Esra Oğuzhan