Sevgi dili diye bir şey var.
Çoğumuz bundan habersiziz.
Ama var.

Doğduğunuz zaman dilimi ve coğrafya bu dili öğrenmekte çok belirleyici.
Ama asıl öğreten aileniz.
Sevginin “ana” dili, elbette istisnalarla, tanrısal.
Ama sevgi dilini daha çok babalarımızdan öğreniyoruz.

Babanızın ailesinden öğrendiği sevgi dili, sevginin nasıl ifade edileceğini öğrendiğiniz ana kaynak.
Sözcükler, dokunuşlar, özen ve şefkat hep babanızın öğrenmiş olduğu ve bütün aileye empoze ettiği sevgi dilinin araçları.
Aksan, lehçe, ağız, ya da üslup-biçem, sevgi dilinin bütün varyantlarını babanızdan öğreniyorsunuz.

O, sevgiyi nasıl ifade ediyorsa, sizin sevgi dilini ilk öğrenişinizdeki ifadeleriniz de aynı oluyor.
Ve sonra diksiyon kursları telaffuzunuzu düzeltse de, baba sevgi diliniz kolay değişmiyor.

Sonra arkadaşlar, sevgililer ya da eşler oluyor hayatınızda.
Başka babaların sevgi dilini öğrenen, sevgiyi o dille ifade eden insanlar.

Sevgi, öğrendiğiniz sevgi dilinden başka bir şekilde ifade edildiğinde, sevilmediğinizi sanıyorsunuz.
Oysa seviliyorsunuz, sadece karşınızdaki insanın sevgi dili size yabancı.
Bazen sert, kavgacı, sizi sizden koruma konusunda köleleştirici, ama yine de aslında bunlar, sadece öğrendiği dilin ifadeleri.
Bazen, yapışık, uyum için karaktersiz, kendisini verebileceğiniz tüm zararlara açan bir kölelikte, ama o da onun öğrendiği dil.
Nadiren hep özgürleştirici, ki o da diğer aksanları öğrenmiş olanlar için çok zor.

Aslında umutsuzca, hepimiz, babalarımızın sevgisine layık olabilmek, onların dilindeki sevgiyi alabilmek, arttırabilmek için değiştik.
Ama sevgi, babalarımızın öğrendiği sevgi diliyle tanımlanamaz.
Sevginin mutlak değeri, üslup ve aksandan bağımsız.
Ve aslında hepimiz de hep çok sevildik ve seviliyoruz.

“Seven insan bunu yapmaz, şunu yapar” gibi bütün kalıplar yanlış ve eksik.
Seven insan, sevgisini öğrenebildiği sınırlardaki sevgi diliyle ifade eder.
Eğer o dilde, tarafların uyumsuzluğu varsa, ilişki devam etmeyebilir, hatta belki bitmelidir de.
Ama bu sevilmediğiniz anlamına gelmez.

Birden fazla çocuğu olan her ebeveyn, farklı kalitede de olsa, çocuklarını nasıl aynı miktarda sevdiğine hep şaşırır.
Tanrı da bizi öyle seviyor.
Tanrı’nın çocukları da, çocuklarını öyle seviyor.

Sevginin evrensel dili yok, yani var da, dünya deneyiminde zor.
Bütün sevgi dilleri yerel ve güncel.
Ama hepsi sevgi.

Sevgiyi arzu ve talep ettiğiniz dilde ifade edilmediğinde de kabul edin.
Ama karşınızdakinin sevgi dilini de öğrenmeye ve anlamaya çalışın.
Hayatımızda aslında hep çok sevgi var.
Ama kendi sevgi dilimizi ve bize dönük sevginin bu dille ifade edilmesini şart koştukça, yok sanıyoruz.

Sevgi konusunda, duyma, konuşma ve görme engellisi olmamakta buluşalım.

Ali Korkut Keskiner