Söyle ölüm sen kimsin? Bizi bu kadar korkutacak kadar neyin kuvvetli? Nasıl bu kadar güçlü oldun sen? Kendi içimizden çıkan bir canavara ne zaman dönüştün peki? Ne zaman bizim için tehdit oldun da sindirildikçe sindiriliyoruz?

Ölüm cevap ver…

Ağlar mısın sen candan gittiğinde? Ruh bedeni terk ettiğinde ne hissedersin? Kolay olur mu senin için? Başka bedenlerde yaşamını devam ettirdiğin için şımarır mısın? Söyle ölüm kaçıncı kez öldürdün kendini? Yaşamı reddettin?

Ölüm cevap ver…

Senin şeklin var mı? Neye benzersin?  Varlık mısın yoksa yokluk musun? Ölümden başka bir şey bilmez misin? Ayrı olduğun şey yaşamın sıcaklığı mıdır? Bağlı olduğunsa hayatın soğuk teneşirinde uzanmış bedenler midir?

Ölüm cevap ver…

Seni öldürmek için seninle konuşmuyorum. Senin canını alacağım gün için sana meydan okuyorum. Sen kılık değiştirerek bana gelsen de ben seni tanıyacağım her seferinde. Bilmelisin ki; bu hayat oyununda senin rolün çok küçük. Boşuna benden güçlüymüşçesine davranma. Bombaların, silahların, savaşların, seni tehdit gösterdikleri  gücüne fazla güvenme. Söyle ölüm kaç atımlık canın var?

Ölüm cevap ver…  Veremez misin?

Öyleyse sana büyük bir liderin sözleriyle ben cevap vereceğim:

“Size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!”

Osmanlı Ordusu’nun Birinci Dünya Savaşı’ndaki muharebe tarihini özetlemek için Yarbay Mustafa Kemal’in 57. Piyade Tümenine verdiği bu emirden anlar mısın sen ölüm?

Dinle beni şimdi; biz Mustafa Kemal’in enerjisiyle büyüyen nesilleriz. Ölmekten korkmayan ve bununla tehdit edilemeyecek kadar kuvvetli varlığa sahip bir ruhuz. Bununla toprağını üzerinde yaşayan her varlığı da öyle kabul eden ve ayrımcılığı asla istememiş ve bunun oyunlarına gelemeyecek kadar zeki varlıklarız. Öyle yetiştik, içimize işledi. Sevgiyi, barışı her zaman ön planda tuttuk. Paylaştık, birlikte yedik içtik, sevindik, ağladık. Doğu nedir, batı nedir diye hiç ayrımcılık yapmadık. Hep bir bildik. Seni tehdit olarak kabul etmiyoruz. Sen korkutarak ve şekil değiştirerek bize gülümseyebilirsin ama biz bu sefer gülmeyeceğiz. Senin şakalarına gülerek cevap vermeyeceğiz. Terörle etkili olmaya devam ettiğini zannettiğin için seni kaynağa havale edeceğiz. Ölümün olmadığı yüce ve kutsal olan kaynağın işi artık seninle bitti. Bizler ölümün olmadığı yerden geldik. Senin bundan haberinin olmasına olanak yok; çünkü sen yaşamın sonsuz olduğu yere gidemeyecek kadar illüzyonsun.
Boşuna korkutmaya devam etme bizi. Oraya buraya saçılan cesetler haline geleceğimizi fısıldama kulağımıza. Biz çoktan ölüm emri almış varlıklarız. Bir kez daha öldürmezsin. Bizler zaten ölmeden önce çoktan öldük…

Ölüm cevap ver!

Yine veremedin…

Esra Ö. Erdoğan