“İnsanoğlu cinsel merkezde takıldı ve adı mahremiyet olan eve dönüş biletini kaybetti”

Mahram, hrm kökünden gelen haram sözcügünden alıntıdır. Haram’ın kelime anlamı “yasak, dokunulmaz” olarak açıklanır. Arapça fiili ise haruma’dır ve tam anlamı “yasak idi, kutsal ve dokunulmaz kılındı” şeklindedir. Mekke’de Kabe’nin içinde büyük alanı çevreleyen Mescidin ismi Hürmetli Mescid anlamına gelen Mescid-i Haram’dır. Yani kutsal, mukaddes ve dokunulmaz anlamını ifade etmektedir.

Mahremiyet sözcüğü türkçeye “gizlilik” olarak çevrilir ancak bu kavramın toplumsal kuĺlanımı gerçek anlamını yansıtmamaktadır. Mahremiyet sahip olduğumuz çok büyük bir gerçeği ifade eder. Varlığımızın kutsallığını, önemini, eşsiz ve benzersiz taraflarını ortaya koyar. Bir anlamda kendi içsel yolculuğumuzun, tek başınalığımızın, ilahi yönümüzle olan bağlantının korunması, kollanması gerektiğinin mesajını verir.

Aslında çok basittir lakin kültürel koşullanmalarla birlikte komplike bir hal almış ve kavramın anlamını içselleştirmemizin önüne geçilmiştir.

Senin içsel olanla, Tanrı ile, Öz ile, Allah ile sorgusuz sualsiz bir bağın vardır. Bu bağ çok kuvvetlidir ve yalnızca sana özeldir. Bu sebeple kutsaldır. Çünkü bu bağın seninle olan iletişimini ve mesajlarını başka hiç kimse senin gibi algılamayacak, senin anladığın gibi anlamayacaktır. Bir dolu analizler yapacak, yorumlar ve fikirlerle seni şüpheye düşürecek, yönünü saptıracak, mutlak olan ile bağını zayıflatarak seni senden uzaklaştıracaktır. Evine giren ve bir türlü gitmek bilmeyen davetsiz misafirin yükü ve gerilimi gibi bir ağırlığı olacaktır üzerinde.

Bu bağın kesintisiz ve gittikçe güçlenerek devamlılığı için mahremiyet gereklidir. Yani zihnini dışarıdan gelen düşünce trafiğine kapamak, içsel sesinin rehberliğinde ancak ihtiyaç duyduğun düşüncelere yönlenerek oyalanmadan evin yolunu bulmak mümkündür.

Kabenin üzerindeki siyah örtü kutsal olanla ilişkiyi sembolize eder. Aynı şekilde örtünmek kavramı da semboliktir ve zihnini örtmek, onun saflığını ve berraklığını korumak anlamına gelir. Yin(dişi) enerji siyah olanla, gece ile, karanlık ile, bilinmeyenle ilişkilendirildiği için örtü kadınla ve özellikle bedenle sembolize edilmiştir ancak gerçek anlamı bilinmedikten ve yaşanmadıktan sonra geleneksel bir davranış modeli olarak kalacaktır. Anlamı kavrandığında ve tecrübe edildiğinde ise tüm semboller ortadan kalkacaktır.

Henüz kirletilmemiş bir zihinde ve kutsallığının idrakinde olan bir çocuk varlığının derinliklerinden gelen sesi çok daha net duyar. Bedeninin cinsel yönünü keşfetmeye başladığı sırada dışarıdan gelen seslerin yarattığı utancı varlığına yönelik olarak algılar ve mahremiyeti ile olan bağı zayıflar. Iç sesine güvenmeyi ve O’nu korumayı öğrenmek yerine bedeninde en sevdiği yere dokunmaması ve onu koruması gerektiğini öğrenir. Koruma çaba haline dönüştüğünde ve tüm düşünceleri burada yoğunlaştığında ise bilinçsiz bir şekilde istemediği deneyimlerin içine çekilir.

Mahremiyetin özellikle cinsellikle ilişkilendirilmesi cinsel organların ne denli kutsal olduğunu da hatırlatmaktadır. Dokunulmazlık kavramı bu kutsal alana ancak temiz ve pak düşüncelerle, meditatif bir zihinle, yalnızca sevgi ve kutsama ile girilmesi gerektiğini ögretir.

Zihnin saflığının ve berraklığının korunması mahremiyettir. Varlığın kutsaldır. Sen olduğun gibi kutsi, mukaddes ve yücesindir. Varlığından emin, kimseden ve hiçbir şeyden onay beklemeden, içsel rehberinin sesi ile yol alarak, yalnızca O’nun sesini dinleyerek ve tek başınalığı göze alarak O’nunla birlikte örtünürsün. Bu senin mahremiyetindir. Onu koruduğunda tüm diğer niyetleri okuyacak ve O’nun niyetinden şaşmayacak bilgeliğe sahip olur, tüm sınır aşıcılara haddini bildirecek güce doğal olarak ulaşırsın.

SATH Bilinç Okulu