Spiritüel konuların en merak edilenlerinin başında gelir, astral seyahat; hatta spiritüellikle ilgisi olmayan kişilerin de ilgisini çokça çekmektedir, tıpkı telepati, telekinezi gibi psişik yetiler gibi. Türkiye’de konuya hakim isimlerin belki de başında gelen, www.astralseyahat.com sitesinin sahibi Mehmet Aslan’a sorduk bu merak edilen konuyu ve okurlarımızı her yönüyle, astral seyahat hakkında bilgilendirmeyi amaçladık.

sonsuz:
Sevgili Mehmet, önce kısaca bize astral seyahat nedir? Bunu özetleyebilir misin?

AstralBoy:
Astral seyahat, fiziksel bedenimizin yetenekleri dışında, belki de bir çoğumuzun var olduğunu dahi bilmediği yada yeni öğretilerle farkında olmaya başladığı enerji bedenimiz ve bilincimizin kollektif bir çalışmasıyla gerçekleşen, aslında çok doğal ama bir o kadar da karmaşık bir konudur. Yapı itibari ile astral seyahat, enerji bedenimiz ile hareket edebilme kabiliyetidir. Tabi bunu gerek bu zaman ve mekan sınırları, gerekse evren ve boyut sınırları içerisinde yapmasıdır.

sonsuz:
Astral seyahat, ruhun bedeni terk mi etmesidir; yoksa farklı bir biçimde mi gerçekleşir olay?

AstralBoy:
Astral seyahat konusu, özellikle Türkçe kaynak eksikliği sebebiyle hayli deformasyona uğratılan bir konudur. Özellikle de astral bedenin varlığı çoğu zaman ruh ile karıştırılır. Astral seyahat sırasında hareket kabiliyeti kazanan ruh değil bizim auramızın bir katmanıdır. yani tamamen enerji bedenimizle gerçekleştirdiğimiz bir konu. Ruh fiziksel ve enerji bedenlerimiz dışında, yaratıcı ile bağlantımızı sağlayan farklı bir bedenimizdir, ben bu bedene hakim olunamayacağı düşüncesindeyim. Astral seyahatte gerçekleşen ilk adım, fiziksel ve enerji bedenlerin birbirinden kısa mesafeyle de olsa bir süreliğine uzaklaşması ve akabinde bilincin bir bedenden diğer bedene geçmesi diye de tabir edilebilir. Burada yanlış anlaşılabilecek bir konu daha var, elbette herkesin enerji bedeni (aurası) var, fakat her aura bu ayrılmayı gerçekleştiremez. Bunun gerçekleşebilmesi için, nasıl fizik bedenimizi spor yada bir çok alternatif çalışmayla geliştirebiliyorsak, auramızı, dolayısıyla astral bedenimizi de geliştirmenin bazı yöntemleri vardır.

sonsuz:
Yani astral seyahat çalışmayla geliştirdikçe daha kolaylıkla yapılan bir olay. Aslında çoğu kişi bunu çalışmadan, daha doğrusu astral seyahat yaptığını bilmeden yaşıyor. Odamda uyuyordum, bir anda kendimi tavanda gördüm, bedenime bakıyordum şeklinde gerçekleşiyor değil mi?

AstralBoy:
Elbette. Aslında olaya şöyle bakmak gerekir. Metafizik ya da parapsikoloji alanına giren ve kişisel olarak deneyimlenen hiç bir çalışma, sonradan kazanılan bir yetenekle gerçekleşmez. Zaten insan bilincinde kodlu olan bazı şifrelerin çözülmesiyle meydana gelir. Mesela astral seyahat dediğimiz olayı bilinçli rüya şeklinde yaşamayanımız kesinlikle yoktur. Mutlaka herkes en az bir kez de olsa, rüyasında bilincini kazanmış ve rüyasından uyanmıştır, ya da kötü bir rüyada iken “bu bir rüya, şimdi başka bir yere gideceğim” telkini ile rüyasının seyrini değiştirmiştir. Bunlar uyku ile bilinçsizce yaşanan astral ayrılmaların sonuçlarıdır. Yalnız astral ayrılma ve astral seyahati birbirine karıştırmamak gerekir. Biri uyku ile otomatik olarak bedenlerin verdiği doğal bir tepki, diğeri bilinçli olarak fiziksel bedenden ayrılmadır. Yani uyumak bile bir astral ayrılmadır, Sadece enerji beden fiziksel bedenden ayrıldığı sırada bilinci de yanında taşımadığı için bu ayrılma hatırlanmaz. eğer enerji beden fiziksel bedenden ayrılmasa rüya görme durumu da söz konusu olmaz, yada fiziksel beden dinlenemez. Çoğu zaman “dayak yemiş gibi uyandım” dediğimiz durumlar aslında bilinçsizce yapılmış bir astral seyahatin yorgunluğu da olabiliyor.

Bunların da dışında, bazı olaylar (kaza, narkoz, şok etkisi) sonucunda kendini beden dışında bulan insan sayısı da çoktur. Hatta ölüme yakın deneyimler adı altında birçok araştırma kuruluşu tarafından bu deneyime sahip kişiler gözlem altına alınmış ve yaşadıklarının birbiri ile örtüştüğü ortaya çıkmıştır. Senin bahsettiğin “uyurken kendimi odamda buldum” konusu bunun bir örneğidir. Tabi bunun yaşanması için illaki kaza geçirmek gerekmiyor, bazen enerji dengemiz, ruhsal durumumuz ya da parapsikolojik etkiler sonucunda benzer deneyimler yaşanabiliyor. Bunların en çok bilineni, uyandığını zannederek yan odada bulunan aile fertlerinin yanına gidip sesini duyuramamak, odasına döndüğünde ise bedenini uyurken bulmak şeklinde gerçekleşiyor.

sonsuz:
Çalışmalar yaparak ne kadar başarılı olabiliniyor peki? Ben hatırlıyorum zamanında arkadaşlarla çok uğraşırdık, ama bir türlü tam anlamıyla gerçekleştiremezdik. Genelde de başa kadar gelirsin, ama o baş bir türlü ayrılmaz. Böyle bedeninin aşağısı buz keser, hafifler ama başın kısılır kalır. Birçok kişi de sürekli deniyorlar astral seyahati başarmayı ve takılıyorlar genelde…

AstralBoy:
Aslında sadece teknik deneyerek başarmak neredeyse imkansız, normalde enerji dengenizin yerinde ve konsantrasyonunuzun iyi olması gerekir. Zaten astral seyahat çalışmalarının temelinde konsantre olarak beyni yanıltmak yatar. Bu etkenlerden biri eksikse öncelikle bunlar üzerinden gidilmeli. Eğer her şey tamamsa size en uygun teknikle çalışmaya başlar ve bazı aşamalardan geçersiniz.

Genelde teknikleri deneyenler vücudun şişme hissi, kulaklarda uğultu, patlama sesler, yükselme hislerine standart olarak maruz kalırlar. Bunu El ve ayak kısımlarının bedenden ayrılıp yükselmesi izler, ama senin de dediğin gibi iş baş kısmına gelince durum zorlaşır. Çünkü bedeni ikna etmiş olsanız da hala uyumadığınız için fiziksel bilinç direnmektedir ve onu ikna edene kadar baş kısmı malesef çıkışı engellemektedir.

sonsuz:
Ben kendi ilk deneyimimi hatırlıyorum. 95 senesiydi, yataktaydım ve duygusal olarak çok yoğundum. Derken sabaha karşı 4:30 civarında, yoğun bir ses duymaya başladım, odada klima çalışıyordu ve fabrika sesi gibi geliyordu. Derken aniden bir hafifleme hissettim ve kendimi havada süzülürken buldum. O zamanlar bu konulardan haberim yok tabii. “Anam anam, noluyoz laaan” olduğumu hatırlıyorum….

Sağa hareket etmeyi düşündüğüm anda, sağa gittim, sonra sola gittim, sonra aşağı baktım bedenim külçe gibi yatıyor. Sonra bir döndüm, karşımda ışıklar içinde bir varlık vardı. O gece biraz sıkıntı mı olmuştu ne, “Ne olur benim yanıma bir melek gönder” diye dua ettiğimi hatırlıyorum. O varlığı gördüm. Odada yatanları gördüm. Sonra birden hüppp diye bedenime girdim, anında korku saldırısı başladı…

“Böyle bir şeyi yaşamadın, uyduruyorsun, saçmalama” gibisinden. Kalbim kopacak gibi atıyordu… Sonraki günler de ise zaten ruhsal açılışımı yaşadığım dönem takip etti. Bu olay önden haberci gibiydi benim için sanırım. Zaten bu tarz yetilere genelde “kendini tanıma yolu”nun ilk evrelerinde rastlıyoruz…

AstralBoy:
Aslında ilk deneyimim astral seyahat ismini ilk duyduğum gün gerçekleşti, sanırım bu konuda bunca yıldır bıkmadan usanmadan araştırabilmemin de sebebi o ilk deneyim.

Sanırım 92 senesi, üniversiteye ilk başladığımda dayım tarafından özellikle bana yasaklanmış yaklaşık 100 kadar kitabı incelemekle meşguldüm, bu kitaplar vaktiyle kendisini de parapsikolojiye çeken ama çoğu insanı korkutacak cinsten kitaplardı. Bir gün levitasyonu kendisine sormaya çalışırken “dayı hani havada uçan adamlar var ya” diye bir benzetme yapınca “astral seyahat mi” diye bir cevap aldım. O ana kadar bu ismi duymamıştım bile, hemen akabinde içinde astral seyahatin şu en çok bilinen klasik yöntemini içeren kitap yasaklı kitaplar içinden çıkartılıp incelenmeye başlandı. Bu sırada dayımın ilk denemesinde astral seyahati başardığını ama korkup geri döndüğünü öğrendim. O sırada bana çok yaşadığım ama anlam veremediğim bir konudan örnek verdi. “Hani uyurken yataktan düştüm zannederek uyanırsın da, hala yatakta olduğunu görürsün, işte bu astral bedenin fiziksel bedene bir nevi düşmesidir” dedi ve ne ilginçtir ki o gece bunu tekrar yaşadım, ama ufak bir farkla. Bedenime düştüğümü hissederek bir anda gözlerimi açtım, hem bedenimden, hem de bedenimden yaklaşık 1 metre yukarıdaki başka bir bedenden tavanın aynı noktasına bakıyordum. Ayrıca hem bedenime bir şeyin yavaşça indiğini, hem de bir bedene yavaşça indiğimi aynı anda yaşadım. Bu çok garip ve bir o kadar da muhteşem bir histi. Sanırım bunca yıldır o his bana konuyu derinlemesine araştırma şevki verdi.

sonsuz:
Sonrasında neler yaşadın? Sanırım sürekli olarak seyahatler yaşadın? Yediğin içtiğin sana kalsın, bize gezip gördüğün yerleri anlatır mısın?

AstralBoy:
Aslında başlangıcı bu kadar hızlı yapınca genelde herkesin düştüğü hataya düşerek bu işi fazlaca ciddiye alarak, bilinçaltıma bu işin önem ve zorluğunu kazıdım. sanırım bu nedenledir ki daha sonraları çok sık olmamakla birlikte bir çok istemli yada istemsiz irili ufaklı deneyimlerim oldu. Yaşadıklarımdan kısaca bahsedeyim; Mesela ikimizi de yakından tanıyanlar dışında bunu bilen fazla yoktur ama seninle ilk tanışmamız da astral seyahat sırasında olmuştur. Önce seyahatte tanışma, ardından mailleşme. Bu gibi bir kaç arkadaşım daha oldu. Bunun dışında astral seyahat sırasında rüyaların kesişebileceğini öğrendim, tabi bu da deneyimle sabit. Ben astral seyahatlerim sırasında bir nevi “deli danalar gibi dolaşan” modunda olduğum için, gece görüş, sabah tanış modeliyle çok karşılaştım. Mesela bir süre önce Ankara’da yaşayan bir medyum bayan ile ortak çıkış çalışmaları yaptığımızda her gün fırça yiyordum. Çıkışın hemen ardından benim orada daha uzun süre kalma maksadıyla yaptığım koşuşturmalar sonucu her seferinde beni kaybedip yardım(!) alarak beni bulmaktan bıkmıştı. J

Çok korkulan ama genelde inkar edilen şekliyle varlıklar vasıtasıyla da seyahat yaptım, özellikle bu tür bir deneyimde yıldızların altımda halı gibi olduğu kadar yükseğe çekildiğimi biliyorum. Hiç gitmediğim Antalya’nın plajlarını çok beğenmiştim mesela. Olayın farklı boyutlar kısmı da elbette çok eğlenceli, tabi burada hangisinin gerçek hangisinin bilinçaltı oyunu olduğunu anlamak çok zor.

sonsuz:
Bu noktada sormam gereken iki soru var. Önce ilkini sorayım üstteki soruyla bağlantılı olarak. Bilinçli olarak astral seyahat öğrenilip, dünya seyahatini beleşe getirmek mümkün müdür? Tabii bir de şu akla geliyor, sen Mısır Piramitleri’ne gittiğinde gerçekten onlara mı gidiyorsun, yoksa onların astral plandaki yansımalarına mı?

AstralBoy:
Aslında astral seyahat yaptığını iddia eden çoğu kişi maalesef bilinçaltı sınırlarından dışarı çıkamıyor. Mesela astral seyahat yapma amacınız dünyayı dolaşmaksa muhtemelen bilinçaltınızın yaratıcılığıyla sınırlı bir dünya seyahati yapıyorsunuz. Tabii gerçekten şimdiki zaman ve mekanda seyahat etmek de mümkün, ama astral seyahati ince bir ip üzerinde yürümek gibi düşün, dengede kalarak gerçekleri yaşamak için çok büyük bir konsantrasyon ve deneyim gerekir, dengeyi kaybettiğiniz an bilinçaltı görüntülerine yada rüyaya düşmeniz büyük olasılık. Sanırım bu iki soruya da cevap oldu.

sonsuz:
Bilinçaltına yapılan yolculukla, gerçek dünya üzerinde yapılan astral seyahatlerin ne gibi farkları vardır? Gerçekten oraya gidip gitmediğimizi nasıl anlarız?

AstralBoy:
Mesela çıkışı yaşadınız ve odanızdasınız, çevreye baktığınızda herşey fiziksel dünyada olduğunun aynısıdır, daha sonra bazı farklar görmeye başlarsınız, örneğin yeri değişmiş eşyalar, normalde var olmayan bir pencere ya da kapı. İşte bu kapı yada pencere sizin fiziksel dünyadan rüya kısmına geçiş kapılarınızdır. En başta bu tür bir çıkış yaşarsanız gerçek dünyada mı yoksa bilinçaltında mısınız anlamanız kolaydır. Fakat fiziksel dünyada kalmak için deneyim fazlalığı şarttır. Çoğu zaman çıkışlarda kendinizi göremezsiniz, eğer çıkıştan sonra gördüklerinizin içinde abartı gerçek dışılık varsa, örneğin ejderhalar, tanrı zeus, ölmüş komşunuz gibi, bilin ki bilinçaltınızda ne barındırıyorsanız hepsi sağdan sağdan geliyorlar demektir. Bazen astral seyahat deneyimi olan kişilerin birbiriyle hiç örtüşmeyecek deneyimlerini dinliyoruz. Bazısı seyahatlerinde evliya görür, bazısı mısır tanrıları, ikisine de aynı anda doğru diyebilme imkanı var ya da yok, ama kişilerin bilinç yapılarına baktığınızda kendi içlerinde yaşattıkları neyse seyahatlerinde de bunları görüyorlar, bu da o sırada bilinçaltlarının sınırları içerisinde dolaştıklarının bir ispatıdır.

sonsuz:
Az önce iki sorum var demiştim, diğer sorum ise şu: Az önce varlıklardan bahsettin. Bazı kişilerin, astral aleme çıktıklarında görebilecekleri çeşitli varlıklardan korktuklarını ve bu yüzden, bu konudan uzak durduklarını biliyoruz. Astral alemde ne gibi varlıklarla karşılaşılabiliniyor? Tehlikeliler mi? Kısaca astral seyahat, bu açıdan tehlikeli midir?

AstralBoy:
Astral seyahat yapmak için öncelikle gerekli 3 şart vardır: 1- Bilincinizin de kabul edebileceği mantıklı bir sebep, 2- konsantrasyon ve sabır, 3- korkularınızdan arınmış yada onları kabullenmiş olmak. Astral seyahat gerçekleştiği an, çıkıştan hemen sonra ilk aşama eşik aşamasıdır. Yani astral aleme geçerken atlayacağınız eşik. Burada sizi bekleyen birileri var, ama ne varlıklar ne uzaylılar. Sadece bilinçaltınızda yaşattığınız saplantı ve korkularınız. Neyden korkuyorsanız hepsi ile orada karşılaşmak mümkün, ama buna niyet eden kişi de eşikte karşılaştıklarının sadece sanal olduğunu bilirler. Bu bir nevi korkularla yüzleşme anıdır.

Astral seyahatte varlıklarla karşılaşma riski/ihtimali dünyada karşılaşma ihtimalinden az ya da fazla değildir. İç içe geçmiş boyutlar üzerinde yaşıyoruz, o varlıkları inkar etmek yanlış olur. Ama orada hiç kimse sizin için “gelse de saldırıp enerjisini yalayıp yutsak” mantığıyla beklemiyor. Aslında en büyük tehlike bu çalışmalara kendini fazla kaptırıp da gerçek dünyadan uzaklaşmaktır bana göre. Hele de bunu sonradan denemelerle gerçekleştirebilenlerin fiziksel dünyayı önemsemez bir hal alması çok olağan. Denemeler konusunda da ısrarcı ve kendini aşırı kaptıra kişilerde uyku sorunları ve fiziksel dünyaya karşı uyum bozukluğu meydana gelebilir.

sonsuz:
Bir de gümüş kordon meselesi vardır. Zamanında okuduğum bir kitaptan sonra bir korku başlamıştı bende, ya gelir de birileri o kordonu koparırsa diye. Bazı arkadaşlardan da bu korkuyu duymuştum. Kısacası gümüş kordon nedir? Öyle birileri tarafından kopartılabilir mi? Ya da aslı astarı var mıdır bu kordonun?

AstralBoy:
Astral seyahati en çok destekleyen ve insanlara tanıtan kitap Lombsang Rampa’nın “İkinci Beden”idir. Fakat gümüş kordon kopması konusunda da insanlar üzerinde yanlış intibayı bırakan da yine aynı kitaptır. Açıkçası gümüş kordonu gören de var görmeyen de. Zaten seyahat sırasında bulunduğumuz boyut gerçekler dışında inandıklarımızı da bize bedenlendirip gösteriyor ki birisi gümüş kordona gerçekten inanırsa elbette görecektir. Şahsen ben hiç görmedim, ama bu bedenle arada bağımız yok anlamına gelmesin, kordon değil belki ama fiziksel bedene doğru ciddi bir çekim alanı mevcut. Bu göbek, kalp ya da baş kısmından olabiliyor. Bu konuda şunu da örnek verebiliriz. Bilinçli olarak yaptığımız seyahat sırasında birinin saldıracağı yada kordonu kopartacağı korkusunu yaşıyoruz, peki bilinçsizce yaptığımız seyahatlerde bizi koruyan bir şey mi var? Tabii ki hayır. Eğer kordon kopartılması mümkün olsa sanırım çoğu kişi uykuları sırasında buna maruz kalırlardı.

sonsuz:
Bazı kaynaklarda da “ölüm”ü kordonun kopuşuyla bağlıyor. Bu da bu korkuyu tetikliyor sanırım insanlarda. Peki “Ölüm” bir astral seyahat midir?

AstralBoy:
Ölümün gerçekleşme şekli değil de, ruhun bedeni terk ettikten sonrası için bakarsak evet, şekil itibari ile bir nevi astral seyahat denebilir. Tabi fiziksel ya da rüya boyutuna değil de daha üst bir kata. Sonuçta astral bedenle olmasa da ruhla bulunduğunuz boyutu terk ediyorsunuz.

sonsuz:
Son zamanlardaki durumun nedir diye sorsam? Eskisi kadar yoğun seyahatlar yaşayabiliyor musun?

AstralBoy:
Güzel soru oldu bu. Aslında hiç bir zaman seyahat yapayım diye kasmadım, elbette zaman zaman isteğim çok oldu ama işin araştırma kısmı her seferinde beni daha fazla cezbetti, ama bu kadar bilgi ve araştırmaya otomatikman seyahatler çoğalıyor. Son zamanlarda ise edindiğim bazı bilgiler doğrultusunda benim bilgim dahilinde olan astral seyahatin de dışında farklı yöntemlerle de yapılabildiğini öğrendim. Her yeni bilgi bunu daha da kolaylaştırıyor. Yakın zamanda güncellenecek olan web sitemde de bu yeni bilgilere yer vereceğim. Örneğin bu güne kadar astral seyahatin tamamen kişisel bir yetenek ve çabayla yapılabileceğini ciddi derecede savunurken, yakın zamanda tanıştığım ve birlikte çalışmaya başladığımız bir büyüğüm sayesinde astral seyahatin “bilinen şeklinin dışında” grup halinde yaptırılabileceğine şahit oldum.

Elbette bu her yeni bilgi bendeki astral seyahat açılımını değiştirdiği gibi deneyim anlamında da bana çok büyük zenginlikler katmaya başladığını inkar edemem.

sonsuz:
Sitenden bahsetmişken, www.astralseyahat.com konusunda tek sanırım. Eminim çeşitli sorular da geliyordur sana her mihvalde. Genelde neleri soruyorlar okurlar? Ayrıca saçma soru alma oranın nedir? Mesela www.sonsuzlukotesi.com benim diğer sitem, oraya öyle sorular geliyor ki ağzım açık okuyorum.

AstralBoy:
Önce site neden kuruldu kısaca bundan bahsedeyim. Siteyi kurmamdaki ana amaç, vaktiyle benim de çok sıkıntısını çektiğim Türkçe kaynak olmaması konusuydu. 2000 yılından itibaren kesintisiz yayında olan sitemi askeri görevimi yaparken kendim tasarlayıp yayına hazır hale getirdim. Tek konu içermesine rağmen günlük yaklaşık 300 kişi kadar da ziyaretçisi var. Elbette konu hakkında birçok soru alıyorum, genelde bu işin kısa yöntemini soranlar var. Sonrasında en çok aldığım soru “şu noktaya geldim devamında ne yapacağım” dır. Sanırım sitenin yeni versiyonunda bu standart sorular için özel bir bölüm açıp cevapları oradan vereceğim.

Tabii saçma ve komik sorular anlamında da zengin bir konuya sahibiz. Bir ara soru olarak değil de, astral seyahat konusunu tekel altına almamla alakalı bayağı bir tehdit almıştım, düşündükçe hala gülüyorum. Bunun dışında, ÖSS sorularını çalmam için para teklif edeninden, eşinin kendisini aldatıp aldatmadığına “bir bakıvermemi” isteyenine kadar geniş bir skalaya sahibim. Arada kendisinin astral boyuttan gelip kendilerine hizmet ettiğim için beni özel seçtiklerini belirtenleri saymıyorum, onlar yaşam kaynağım.

Tabi derKi için, konuya esprili bir açıdan bakarak yazdığım yazılar sonucu aldığım(ız) tepkileri de unutmamak gerek. Birilerinin bu konuyu benden daha da fazla ciddiye alması güzel ama yaşam felsefesi yapıp hakkındaki en ufak espriye bile tahammül edememesi de bir o kadar yanlış.

sonsuz:
İşin geyik boyutu belki de ama eşinin seni aldatıp aldatmadığına “bir bakıvermek” mümkün müdür? Böyle bir olay dinlemiştim sanırım ve kız, sevgilisinin neler yaptığını ayrıntılarıyla anlatmıştı adama.

AstralBoy:
Hayır diyemeyiz. Fakat daha önce de üzerinde durduğum önemli bir konu var, gerçekler ve bilinçaltı uydurmaları… Neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamak zordur. Bu yapan kişiye göre de değişecektir. Özellikle fiziksel dünyada yaşananların gerçekliğini bu yöntemle anlamaya çalışmak hatalı olur. Bu sebeple “bakıvermemeyi” tercih ederim.

sonsuz:
Son olarak, kısaca çıkalım mı, çıkmayalım mı astral seyahate. Bize katkısı ne olur, ne olmaz? Uğraşmaya değer mi, yoksa kasmayın zaten isteseniz de istemesiniz de yapıyorsunuz mu diyorsun?

AstralBoy:
İstesek de istemesek de yapıyoruz evet, ama bu bilinçsizce bir çıkış olduğundan pek artısı olmuyor hayatımıza. Sohbetimizde genelde ana hatlarından bahsettiğimiz için, aslında neden yapılabilirliğine pek giremedik, en azından korkularınızla yüzleşip onları yenmek, bilinçaltınızdaki yükleri, çok alternatif bir yöntem de olsa bu şekilde hafifletebilirsiniz. Özellikle ruhsal gelişimi ön planda tutanlar için elbette sayılamayacak artıları olacaktır, ama kız arkadaşını merak edenler pek kendilerini zorlamasınlar diyorum yine de.

sonsuz:
Anlattıkların için çok teşekkürler Mehmet.

AstralBoy:
Ben de teşekkür ederim.

Hasan 'Sonsuz' Çeliktaş

18 Kasım 1976'da Mersin'de doğdu. Toros Koleji'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü'ne girdi. Fakültesini çok sevdiğinden mezuniyeti sonrasında oradan ayrılamadı ve asistan kadrosunda eğitim hayatına devam etti. 2005'te ise İzmir'e yerleşti. 2001 yılında "Sonsuzlukotesi" mail grubunu kurmasıyla başlayan yazarlık hayatı, önce 2002'de sonsuzlukotesi.com'u, daha sonra da 2004'de derKi.com'u kurmasıyla devam etti. Bir yandan da Cosmopolitan, Esquire, Yeni Aktüel, Zodiac, Akşam Brunch gibi dergilerde ve Akşam Gazetesi'nde serbest yazar olarak yazıları yayınlandı. 2011'de ise Anadolu topraklarından doğup Amazon.com'da yayınlanan ilk Türk Spiritüel dergisi "The Wise"ı oluşturdu. Halen yazmaya devam ediyor. Duru Sonsuz ile Özün Dünya'nın babası sıfatıyla onlara rehberlik yapmaya çalışıyor...