NLP NASIL DOĞDU?

NLP’nin tohumları 1976 yılının bir bahar ayında, California’daki Santa Cruz Üniversitesi’nde ders veren John Grinder adlı bir dil bilimci ile aynı okulda matematik ve bilgisayar öğrencisi olan Richard Bandler’ın otuz altı saat süren beyin fırtınası sonucunda atıldı. Hem Grinder, hem de Bandler’ın psikoterapiyle ilgileri vardı. Birlikte, alanlarında en iyi olan üç kişiyi incelemeye karar verdiler: Gestalt terapisinin kurucusu olan Fritz Perls, aile terapisine yepyenibir boyut getiren Virginia Satir ve ünlü hipnoterapist Milton Erickson. Gestalt terapi kopyalarını yayına hazırlamakla uğraştığı bir sırada Bandler bir terapistin başarılı değişiklikler oluşturmak için uyguladığı yöntemlerin yapısını hızla kavradı.
 
Bu noktaya kadar, terapist bilinçli bir şekilde bundan haberdar dahi değildi. Bu ilk deneyimlerden, Bandler ve Grinder bütün NLP’nin üzerine kurulu olduğu temel metodu geliştirdiler: Model alma. Zaten Bandler ve Grinder’ın amacı yeni bir terapi yöntemi yaratmak değildi. İşin teorik boyutu da ilgilerini çekmiyordu. Amaç, bu insanların kullandıkları yöntemlerin kalıplarını tesbit etmek ve başkalarına öğretmekti.

Laboratuarda tekrarlanan bilimsel deneylerin her seferinde aynı sonucu veriyor olmaları gibi, bireyin öznel deneyimlerinin de aynen tekrarlanabilen bir sistematiği vardı. Yukarıda ismi geçen üç usta terapistin iletişimde, bireysel değişim sağlamada ve kişinin hayattan zevk almasını sağlayacak yöntemlerindeki otomatik davranış kalıpları aynıydı. Acaba Bandler ve Grinder bu kalıpları kendileri aynen tekrarlasalar aynı sonuçları alabilirler miydi?

Başarıyı modellemek mümkündü. Her alanda mükemmeliyetin kalıpları (paternleri) vardı ve bu kalıpları tekrarlamak mümkündü. Üniversitede,bir grup gönüllü öğrenci üzerinde bu üç olağanüstü insanın etkin düşünme ve iletişim kurma paternlerini modelleyen Grinder aynı etkin sonuçları almayı başardı. Evet! Başarı yaratan ve tekrarlayabilen zihin modeli diye bir gerçek vardı!!!

Nöro: Beş duyumuz aracılığıyla dışarıdan bize ulaşan verileri algılamak ve bunlara tepki vermekten oluşan nörolojik faaliyetlerimizin tüm davranışlarımızın kaynağı olması.

Lingüistik: Düşüncelerimizi ve davranışlarımızı düzenlemek ve hem kendimizle, hem de başkalarıyla iletişim kurmak için dilin nasıl kullanıldığı.

   Programlama: Sonuç almak için düşünce ve davranışımızın seçimini farkında olarak veya olmayarak kendimizin yapıyor olması.

   NLP HANGİ AMAÇLARLA KULLANILABİLİR?
 
NLP’yi psikoterapi, eğitim, sağlık, iş hayatı, yaratıcılık, yöneticilik, satış, liderlik ve benzeri birçok dalda kullanmak mümkün. Ama kestirme yoldan başarıları ön plana çıkarıp NLP’yi bütünselliğinden ve ruhsallığından arındırarak salt teknoloji olarak sunmak haksızlık olur. Aslında NLP kişisel inanç, misyon ve vizyona odaklanmaya sadece birey bazında değil, daha büyük sistemlerin (aile, toplum, evren) bir üyesi olarak bireyi anlamaya yönelik birçerçeve sunar. NLP, bütünsel bakışaçısını koruyarak detaylara odaklanma yöntemidir. Bireysel özdeğişimi, kendin olmayı mümkün kılan, iç iletişimi maksimize eden bir araçtır. Herkes kendi içindeki yetenekleri, potansiyel gücü kullanmak ister. Zihnimiz adeta kullanma kılavuzuna sahip olmadığımız müthiş bir makinadır. NLP, bu makinanın kullanma kılavuzunu yazabilecek farkındalığı ve algılama kapasitesini kazanmak yolunda kullanılabilecek çok etkin bir araçtır. Amaç, bireyin kendisinin en iyi versiyonu olabilmesidir. Bir karınca,bir ağaçi bir taş kadar mükemmel; öz.

Düşüncelerimizin ve tepkilerimizin çoğu robotlaşmıştır. Duygularımızın bir kısmı dondurulmuş veya bastırılmıştır. NLP’de esas olan, bireye esneklik kazandırmaktır. Çünki, mükemmel olmak, her koşula en öz ve esnek uyumu gösterebilmektir. Fobilerimiz, daha zayıf korkularımız, komplekslerimiz, bizi kısıtlayan prensiplerimiz, bam tellerimiz… Bunlar olmasaydı çok daha rahat, iç özgürlüğüne sahip ve zihinsel açıdan yüksek verimli olmaz mıydık? Kendimizi tanıma ve şekil verme yolunda NLP yöntemlerini uygulayarak harikalar yaratmak mümkün…
 
TEMEL MODEL VE TEKNİKLER

1) Harita Yaklaşımı: Beş duyumuzla çevreden aldığımız verileri öznel olarak yorumlar ve böylece kendi gerçekliğimizi (realitemizi) yaratırız. Bu, bizim haritamızdır. Yani, mutlak hakikati değil, algıladığımız gerçeği bilir, ona göre davranırız. Zaten davranışlarımızı kısıtlayan, bizi korkutan veya baskı altına alan da bu haritalrdır; mutlak hakikatin kendisi değil. Haritamız, o ana dek yaşadıklarımız, bize öğretilenler, süper egomuz ve o anki ruh halimize göre şekillenir. Birçok kişiye hoş gelebilecek bir kokunun bizi yıllar öncesinde yaşadığımız tatsız bir olaya götürüvermesi ve o andan itibaren tepkilerimizin bu filtreden geçerek ortaya çıkması harita yaklaşımına basit bir örnek olarak verilebilir.

2) Sistem Yaklaşımı: Var olan herşey kendisi ve çevresiyle etkileşim halindedir. Bu bağlamda, insan da bir alt sistemdir. Kişiler, toplumlar ve evrenin ta kendisi, birbiriyle sürekli etkileşim halinde bulunan karmaşık bir sistemler ve alt-sistemler bütünü oluşturur. Bu sistemin herhangi bir parçasını sistemden ayırmak olanaksızdır. Esas olan, bütünsel bakış açısını kaybetmeden detaylara odaklanarak bu etkileşimleri ve doğurduğu, doğurabileceği muhtemel sonuçları görmek, sezmektir.

NLP varsayımlarına göre, bireyin mutlak hakikati bilmesi mümkün değildir. Amaç, en doğru değil, en zengin haritayı oluşturmaktır. “Harita” terimini coğrafi anlamıyla ele alacak olursak; ne kadar geniş olursa olsun bir kağıt ğarçası üzerinde temsil edilmek istenen bölgenin birebir yansıtılması mümkün değildir. Ancak hem fiziki, hem coğrafi detaylara sahip; tarihi mekanları ve konaklama tesislerini ısklamayan, ayrıca her türlü kara, deniz ve hava ulaşımına dair de detaylı bilgi veren bir harita çok daha işlevseldir. Bir sorun karşısında ne kadar çok davranış alternatifi varsa başarı şansı da bu çeşitlilik oranında artar. Mükemmel kişiler, çok çeşitli bakış açıları ve çok sayıda davranış seçenekleri içeren haritalara sahip olan kişilerdir. NLP, bakış açılarını ve davranış seçeneklerini artırma, zenginleştirme yöntemleri sunar. Çok seçenek sahibi olmak kişiyi mükemmelliğe yaklaştırırken, çok çeşitli bakış açılarına sahip olmak da olgunlaştırır.

“NLP Hakkında Temel Bilgiler başlıklı bir yazıda sunulabilecek temel veriler herhalde bu kadar. Araştırılacak ve öğrenilecek daha çok şey var…
Aycan Çankaya

1976 yılında İstanbul’da doğdum. 1994’te Saint Benoit Fransız Lisesi’nden, 2000’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. Öğrencilik yıllarımda ilgilenmeye başladığım hipnoz ve NLP’yi 2 yıl boyunca pratisyen hekim olarak çalıştığım özel poliklinikte kısmen uygulama şansım oldu. 2002 yılında evlendim ve hekimliğe ara vererek ilaç sektörüne girdim. İki yıl kadar medikal danışman, bir yıl kadar da ürün yöneticisi olarak çalıştığım süre boyunca NLP Practitoner, NLP Master Practitioner, Reiki ve Hipnoterapi eğitimleri aldım.