Radikal davranışçı düşünce günümüzde çok katı bir hal aldığından sadece davranışların ışığında bütün zihni yapıları ve olayları anlamak güçleşmiştir. İnsanların ve diğer canlıların kompleks kararlar, kurallar, stratejiler ve zihni olaylar karşısındaki davranış modelleri kognitif öğrenmenin sınırları içerisindedir.

Bunlar:
a-İçgörü ile öğrenme (insight learning)
b-Gizli öğrenme (latent learning)
c-Gözlemle öğrenme (observational learning)

a-İÇGÖRÜ İLE ÖĞRENME:
Çoğu zaman, belli bir metod içinde olmadan bir probleme aniden cevap bulabiliriz. O ana kadar zihnimiz birden sonucun zihnimizde belirmesi ile aydınlığa çıkmıştır. İçgörü ile öğrenme üzerine ilk sistematik çalışmaları Gestalt psikologlarından Wolfgang Köhler yapmıştır. Onun bu konudaki ilginç iki deneyi içgörü ile öğrenmeyi oldukça güzel ifade etmektedir.

Birinci olguda, şempanze bir kafese konulmuş ve eline de bir çubuk verilmiştir. Çubuk öyle kısadır ki, şempanze bunun yardımıyla kafesin yanında bulunan meyvayı çekip alamaz. Bir süre bu çubuk ile meyvayı alma yollarını deneyen şempanze sonunda bu çubukla kafesin dışında bulunan daha uzun bir çubuğu almayı ve onunla da meyvalara ulaşmayı akıl eder, başarır.

İkinci deneyde ise şempanzelerin bulunduğu bir kafesin üst köşelerinden birine muz hevenkleri konmuştur. Muzlara ulaşmak için zıplayıp duran şempanzelerin hiçbiride bu kadar yükseğe sıçrayamamaktadır. Derken, şempanzelerden birinin dikkatini, kafesin başka bir köşesinde durmakta olan tahta sandık çeker. Hemen gidip sandığı sürükleye sürükleye muzların altına getirir, sandığa tırmanı ve muzları alır.

b-GİZLİ ÖĞRENME:
Tolman tarafından ortaya konulmuştur. “Uyaran-yanıt” ilişkisi yerine “uyaran-uyaran” ilişkisini ön planda kabul eden bir kognitif öğrenme tekniğidir. Tolman’a göre, insanlar bir takım anlam ve ilişkileri onların birbirleri üzerine olan etkileri üzerinden öğrenirler. Bu görüş, performansın değişmediği durumlarda dahi öğrenmenin oluşu ile destek kazanmıştır. Bir başka deyişle, gizli öğrenme, belli bir mükafatın belirgin olarak olmadığı durumlarda öğrenmedir. Bu öğrenme modelinde, denek hayvanı bir uyaranın bir diğer uyaran ile ilişkisini öğrenerek bir diğer noktaya referans hazırlar ve öğrenmeye bu şekilde devam eder, böylece ortaya bir harita çıkartır. Buna kognitif harita denir.

Mesela, geni şbir alanda birçok yere saklanmış olan yiyecekleri bir şempanze bir eğiticinin refakatinde görse bunlar hakkında bir kognitif harita geliştirir. Bir sonraki sefer hiç bunları görmemiş olan arkadaşlarıyla birlikte aynı ortama bırakıldığında en kısa zamanda yiyeceğin büyük bir kısmını toplar; diğerleri ise ancak bir veya iki yerde saklanmışolan yiyecekleri bulabilirler.

c-GÖZLEMLE ÖĞRENME
Çocuklar çoğu zaman sevdikleri insanları taklit eder, onların karakteristik davranışlarını birebir kopyalarlar. Bandura isimli bir araştırıcı, bir çocuğun agresif bir erişkini seyretmesi halinde davranışlarının agresif olduğunu belirtmiştir. Buna benzer şekilde, medya aracılığıyla tanınan ünlülerin tavır, konuşma tarzı ve dış görünüşlerinin özellikle kişilik yapısı iyi gelişmemiş bireyler tarafından sıkça taklit edilmesi “gözlemle öğrenme”ye örnek verilebilir.

Elbette ki gözlemle öğrenmeye ihtiyaç bulunmaktadır. Bu şekilde örneğin sosyal yeteneklerin veya cinsel kimliğin gelişmesi, başarılı insanların modellenmesi ve hatta paylaşımın öğrenilmesi mümkündür. Bütün bunları öğrenirken yapıcı feedback mekanizmalar kullanılarak davranışların olumlu yönleri alınıp hazmedilir, olumsuz tarafları atılır.

Aycan Çankaya

1976 yılında İstanbul’da doğdum. 1994’te Saint Benoit Fransız Lisesi’nden, 2000’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. Öğrencilik yıllarımda ilgilenmeye başladığım hipnoz ve NLP’yi 2 yıl boyunca pratisyen hekim olarak çalıştığım özel poliklinikte kısmen uygulama şansım oldu. 2002 yılında evlendim ve hekimliğe ara vererek ilaç sektörüne girdim. İki yıl kadar medikal danışman, bir yıl kadar da ürün yöneticisi olarak çalıştığım süre boyunca NLP Practitoner, NLP Master Practitioner, Reiki ve Hipnoterapi eğitimleri aldım.