Regl olmanın erdemini, büyüklüğünü yaşıyorum birkaç aydır. Değerini görüyor, anlamını anlıyor ve onu elimden geldiği kadar deneyimliyorum. Herşeyden önce şükürler olsun regl olmaya, bunu bu şekilde görebilmeye. Yaptığım şey şu, birkaç aydır kendimi izliyorum regl olmadan önce nasıl hisler geliyor, nasıl düşünceler geliyor diye. Sonuçta yoktan var etmiyorum o düşünceleri ve hisleri, onlar benim hali hazırda olan ama hormonlarımın şeklinden semalinden, zihnime çok imkan vermediğimden belki de şu üstüne çıkamayan bastırılmış ya da bastırmaya gerek olmayan, hali hazırda diplerde olan hislerim. Her ay regl olmadan yaklaşık 1 hafta önce gelen son 4 gün tepe noktasını yapan karanlığım. Aydınlığa çıkmak isteyen, ışık tutulması gereken karanlığım. İhtiyacı olan tek şey ışık ve görülmek ve özgür olmak, aynen bizler gibi.

Bizlerin de tek ihtiyacı görülmek, anlaşılmak, yargılanmadan veya istenmediğimizi hissetmeden, bütün parçalarımızla büyür edilmek. Özellikle kendi taraflarımızdan…

İşte ben birkaç aydır kendime bakarken bu regl olma işini daha da iyi anladım. Buna Lakota seremonileri ve kadınlığıma, kadınlığa bakış açımın böylesine değişmesinin katkısı çok büyük. Kadınlara olan sevgi ve bağ artışımın katkısı çok büyük hem de çok çok büyük. Tanrıyı erkek figüründen çıkarıp daha dışı bir kaynak olarak görmemin etkisi paha biçilemez.

Bu listeyi uzattıkça uzatırım çünkü suan sanki birşey keşfetmişim ve sınırsız bi derinliği olan sulardayım. Yaratıcılıktan, şevkatten ve sevgiden bahsediyoruz burda ve bununla ilintili kavramların bütünlüğünden. Dışılikten. Ne kadar çok dışı varmış etrafımızda ve bizim ne kadar bilgimiz yokmuş! Yaratabilen, üreyebilen, şevkat ve doğal sistemiyle aileyi bir arada tutabilen herşey dışıymış. Dışılikten bir haber yaşıyoruz, etrafımızdaki dışılığı hiç görmüyor ve taktir etmiyoruz. İşin fenası içimizdeki dışılığı göremiyor, taktir etmiyor ve yargılıyor olmamız. Evet apaçık hepimiz içimizdeki dışılığı yargılıyoruz. Dışılık belirtileri gösterdiğimizde kendimizi aptal yerine konmaktan korkarken buluyor yada aptal gibi hissediyoruz hissediyoruz. Tam bir dışılık çıkarıçağımızda dışılığın tam da zıddı olan gururumuz çıkıyor ortaya, yine dışılığımızı bastırıyor oluyoruz.

Gurur… Biz bilinçli varlıklarız, bilinçli derken bizim duygusal zekamız çok gelişmiş, zihinimizin dışında duyularımızla da düşünebiliyoruz. Gururun böyle şahane bir yapıda ne işi olabilir ki!

Bugünlük bu kadar.

Şükürler olsun kadın olmaya, bütün hormonlarıma ve bunu özgürce yaşamaya. Şükürler olsun bütün kadınlara ve içindeki kadını ortaya çıkarabilen bütün güzel adamlara.

Konuk Yazar