Mustafa Kemal Atatürk’ün şöyle bir sözü vardır: “Herkes Bakan, Başbakan hatta Cumhurbaşkanı dahi olabilir, ama sanatçı olamaz.”  Peki sizce hangisini olabilmek daha zor?

Cumhurbaşkanı olmak için 40 yaşını doldurmuş olmak gerekiyor. “Sanatçı” diye anılmak için ise yaş önemi değil, bir “kaset çıkarmak”(!) yeterli. Hatta küçük yaşlarda başlamak daha makbuldür. Bir süre sanatçı kimliğinizin önünde “küçük” ibaresi durur ama 18 yaşınızı doldurduğunuz anda biraz dekolte, bir iki skandal ile büyüdüğünüzü tescil ettirip bu lakabı isminizin önünden kaldırmak mümkündür.

Cumhurbaşkanı olmak için yükseköğrenim yapmış olmak gerekir. “Sanatçı” olmak için ise yükseköğrenim şart değildir. Hatta hiç öğrenim görmemek daha makbuldür. Yükseköğrenim yapmak, geçmişinizi ilmek ilmek işlemek, donanımlı bir insan olma yerine sanatçı olacağınız günlerde ekranlarda kullanacağınız malzemenizi şimdiden oluşturmanız sizi hedefe daha çabuk götürecektir. Acilen bir dram ya da skandal üretmek sanatçı(!) olmanın ilk şartı.

Cumhurbaşkanı seçilebilmek için milletvekili veya milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olmak gerekir. Sanatçı olmak için ise bir yeterliliğe gerek yoktur. Konuşabiliyorsanız sesiniz de çıkıyordur. Sesiniz çıkıyorsa şarkı da söyleyebilirsiniz. Şarkı söyleyemiyorsanız da problem değil, kelimeleriniz tam teşekküllü bir stüdyoda teker teker kayıt edilir ve bilgisayarda birbirine eklenerek itina ile şarkı söylettirilir. Böylece kolaylıkla sanatçı olabilirsiniz.

Anayasanın 101’inci maddesinin son fıkrasına göre, “bir kimse, iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez”. Halbuki bir kere “sanatçı” olduğunuzda zaman sınırlaması olmaksızın ilelebet “sanatçı” kalabilirsiniz. Cumhurbaşkanlığı’ndaki kısıtlamanın aksine sanatçılıkta iki veya daha fazla kaset(!) çıkarabildiğiniz gibi kasetin üzerine bir de dizi çekerek (dizi sayısında da kısıtlama yoktur) sanatçılığınızı bir adım öteye götürebilirsiniz.

Cumhurbaşkanı olmak için daha önce Cumhurbaşkanlığı yapmamış olma şartı da aranır. Görünen o ki bir defa Cumhurbaşkanı olan bir kimse, bir daha Cumhurbaşkanı seçilme yeterliliğini kaybetmektedir. Bu mutlak bir yasaktır. Araya zaman girse de Cumhurbaşkanı tekrar Cumhurbaşkanı olarak seçilemez. Diğer bir ifadeyle burada “arka arkaya iki defa seçilme yasağı” yok, iki kere seçilme yasağı vardır. Oysa bir kez “sanatçı” olan bir vatandaş, (Cumhurbaşkanı olmak için Türk vatandaşı olma şartı da vardır) artık dilediği kadar sanat yapabilir. Dilediği kadar kaset, cd, tiyatro, dizi, BBG, vs yapabilir. Hiçbir kısıtlama yoktur. Sanatçı olan kişi arka arkaya dilediği gibi sanat icra edebilir. Hiç olmadı, iki kaset çıkardıktan 10 yıl sonra bu iki kasetten bir “Best of” bile çıkarabilir. Bir kez sanatçı olduysanız sanatçılığı elinizden kimse alamaz, bu doğrultuda bir kanun yoktur. “Eski Cumhurbaşkanı” vardır oysa “eski sanatçı” diye anılan birine henüz rastlamadık…

Cumhurbaşkanlığı için sadece 1 koltuk vardır. Oysa “sanatçı” olmak için meydan boştur. Herkes kendi koltuğunu getirip istediği yere koyabilir. Koltuğunuza istediğiniz ismi de verebilirsiniz, bol seçenek vardır; “süperstar, megastar, ultrastar, hügostar, özhakikistar, ministar, ultramegastar maxistar vs..” gibi her star türü kabul görür. Cumhurbaşkanlığı’nda koltuk belli bir süre sonra bırakılır ama starlıkta koltuğu bırakmak olmaz. Miyadınız dolsa da koltuğunuzu bırakmak zorunda değilsiniz.   

Cumhurbaşkanı’nın sorumlulukları var. Vatana, millete, halka karşı … Sanatçının ise sorumsuzu makbul…

Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin önerisi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır. Oysa devletin “Devlet Sanatçısı” ünvanı verdiği bir sanatçı (ünvanı kabul etmemiş olsa da) vatana ihanet davranışları gösterdiğinde suçlanmak bir yana şöhretine şöhret katar hatta ödüller bile alabilir. 

Eldeki verilere göre sanatçı(!) olmak Cumhurbaşkanı olmaktan çok daha kolay gibi görünüyor, ama Atamızın da bir bildiği vardı elbet ki bu sözü söylemiş, öyle değil mi?

Tuncer Cücenoğlu