Tarih boyunca efsanelere en fazla konu olan hayvanlardan biri şüphesiz ki kedidir. Mağara adamlarının, mağaralarının duvarlarınaa çizdikleri resimlerde, özellikle iki evcil hayvan göze çarpar. Birisi erkeklerin yanında av peşinde koşarken resmedilen köpek, diğeriyse mağara kadınıyla arkadaşlık eder şekilde resmedilen kedidir. Antik Mısır’da da kediler kutsal sayılmaktaydı, hatta kafası kedi olan bir tanrıça dahi vardı. Adı Bast olan bu tanrıça Antik Mısırda kedilerin tanrısı olarak bilinirdi ve müzik, dans, medeniyet, doğum gibi feminin güçleri simgelerdi. Özellikle gemi ticaretinin revaçta olduğu yıllarda, kedi ayrı bir önem kazanmıştı. Gemilerin küpeştelerinde saklanarak, diğer limanlardan gelen fare ve sıçanları yedikleri ve olası salgınları ve hastalıkları engellediklerinden uğurlu sayılırlar ve çoğu gemi kaptanı uzun bir yolculuğa çıkarken yanlarına bir tane kedi alırlardı.

İleriki zamanlarda ise kediler (özellikle simsiyah olanlar) İngiltere’de şeytani güçleri simgeleyen cadılarla eşleştirildiler ve uğursuz olarak adlandırıldılar. Kara kedinin uğursuzluk getirildiğine günümüzde de inanılır. Kediler hakkında ilginç bir naektod aktarmak isterim:

 

2. Dünya Savaşı sırasında, İngilizler tarafından toplam 52 tane hayvana “Dicken” ödülü verilmiştir. Dicken ödülü, büyük cesaret göstererek insanların hayatlarını kurtaran hayvanlara verilmiştir, ve insanlara verilen “şeref” madalyasının hayvanlara eşdeğer olanı olarak görülür. Bu ödüle bir tane kedi layık görülmüş ve bu kedi tarihe geçmiştir. Dicken ödülünü alan kedinin ismi Simon’dur. Bu kedi, bir savaş gemisinde fareleri yemekle görevliydi , aynı zamanda da geminin maskotuydu. Ani bir baskın sırasında, bir bomba kaptanın kamarasına isabet ettiğinde , Simon bir şarapnel parçasıyla yaralanır. Fakat gemicilerin bakımıyla kısa sürede ayağa kalkar, tüm gemicilere moral kaynağı olur ve fareleri yakalamaya devam eder. Gemi mürettebatının neşesini sağlayıp onlara moral verdiği için de bu ödüle layık görülür.

Geçmişte kedilerin mağara kadınlarıyla, aristokrat hanımlarla, prenseslerle , cadılarla beraber anıldığını görürüz. Günümüzde de kediler genellikle bayanlarla özdeşleştirilir. Zerafeti, nezaketi ve estetikliğiyle (aynı zamanda nankörlüğü,inatçılığı, şımarıklığı , başına buyrukluğu ve hiçbir hareketinin önceden tahmin edilememesiyle) gerçekten de erkekten fazla kadına yakışan bir hayvandır kedi. Japonya’da ise Maneki Neko adıyla anılan kedide durum farklıdır, çünkü bu kedi erkektir.

Maneki Neko, Japonca bir kelimedir ve “çağıran kedi” anlamına gelir. Maneki Neko, farklı boyutlarda bulunan, değişik renklerde boyanan, evlerin veya dükkanların önünde bir patisini havaya kaldırmış duran ve uğur getirdiğine inanılan bir kedi heykelidir. Maneki Neko heykelinin ortaya nasıl çıktığı konusu biraz karışıktır ve değişik efsanelerde yer alır. Ama en kabul göreni şöyledir:

Feodal Japonya’da, Gotoku-ji manastırında bir sürü Budist rahip, çok zor koşullarda yaşarlarmış. Fakat ne kadar az yemekleri olursa olsun, onları hergün ziyaret eden bir kediye yemeklerinden bir parça ayırıp verirlermiş. Kedi de memnun bir şekilde yemeğini yer ve rahiplere arkadaşlık edermiş. Bir gün çok büyük bir fırtına çıkmış. Fırtınada o civardan geçmekte olan bir soylu grubu, ıslanmamak için manastırın yanında bir ağacın altına sığınmışlar. Soylulardan biri o zaman tapınağın önünde duran o kediyi görmüş. Kedi sağ patisini kaldırıp soyluyu tapınağın içine girmesi için davet etmiş. Kedinin inatla bu hareketi yaptığını gören soylu, diğer arkadaşlarına haber vermiş. Kedinin bu “davetini” kabul etmeye karar verip tapınağın içine girmişler. Ağacın altından çıktıkları anda, altında durdukları ağaca yıldırım çarpmış ve ağaç alev alev yanmaya başlamış. İçeri giren soylular, kediye teşekkür amacıyla tapınağa para ve mal yardımında bulunmuşlar. Böylece budist rahipler hem tapınağın gerekli bakımını yapmışlar, hem de biraz daha rahat yaşamaya başlamışlar. Bu yüzdendir ki, patisini kaldıran kedi heykelciği Japonyada çok popülerdir ve şans getirdiğine inanılır.

Maneki Neko heykelcikleri değişik şekillerde yapılır. Kimisinde pati sadece kulak hizasında kalkmışken kimisinde kafanın oldukça üstünde gözükür. İnanca göre patinin yüksekliği şansı arttırır. Eğer Maneki Neko sağ patisini kaldırmışsa eve parayı ve iyi şansı çağırmaktadır, eğer sol patisini kaldırdıysa bu sefer çağırdığı komşular yada müşterilerdir. Maneki Neko’nun değişik renklerde olanları da bulunmaktadır. En populeri 3 renkli kedidir. Bu kedi beyazdır fakat üstünde turuncu ve siyah noktaları bulunmaktadır.Bu tip bir Maneki Neko özellikle şans getirmesi için kullanılır. Bembeyaz Maneki Nekolar saflığı ve temizliği temsil ederler. Siyah Maneki Nekolar ise kötülüğe karşı koruyucu özelliği taşırlar. Özellikle bayanlar tarafından tercih edilirler ve onları izleyen kötülükleri engelledikleri inanılır. En fazla bulunan Maneki Nekolar bunlar olmasına rağmen, farklı renkte Maneki Nekolar da bulunmaktadır.

Kırmızı Maneki nekolar’ın kötü ruhlara karşı etkili olduğu inanılır.Bugünlerde daha “havalı” olan Maneki Nekolar ise altın renkli ve pembe olanlarıdır. Altın renkli olan parayı çağırırken, pembe olanı aşkı çağırır. Maneki Nekolar üstlerinde aksesuar olarak genelde bir kırmızı tasma ve üstünde altın bir zil taşırlar. Sol ellerinde ise bazen “şans” anlamına gelen bir sembol taşırlar. Özellikle son yıllarda Japon kültürünün tüm dünyayı veba gibi sarmasına rağmen, ilginçtir ki, Maneki Neko çok fazla rağbet görmemiştir. Japonyada 40-50 cm boyunda seramik heykelleri bulunan bu kedilerin, yurtdışında daha çok kumbara ya da saat gibi süs eşyası biçimine dönüşmüş şekillerini görmekteyiz. Ama çok yakında kapı önüne bir “Maneki Neko” koymak moda olacaktır, o yüzden şimdiden internetten araştırma yapıp kendinize bir tane ayırtın derim…

Tunç Pekmen