Sayalım; Friends’in Jennifer Aniston’u ve Lisa Kudrow’u, tüm zamanların en sevimli komik kadınlarından Goldie Hawn, ‘When Harry Met Sally’nin senaristi Nora Ephron, ‘Bridget Jones’un yazarı Helen Fielding, ‘Sex and the City’ kadınları; Sarah Jessica Parker, Kim Catrall, Kristin Davis,Cynthia Nixon, Whoopi Goldberg, Bette Midler, hatta Roseanne Barr, hatta hatta Barbra Streisand komik değil mi? ‘Seinfeld’deki Julia Louis Dreyfus’u da mı saysak!

Ya bizden, tek başına televizyonda üç yılı aşkın süredir yerli mizahı elinde tutan, Avrupa Yakası’nın senaristi ve Aslı’sı Gülse Birsel? Radyocu Ayça Şen, Demet Akbağ, Ayşegül Atik, Suna Pekuysal, Demet Akbağ’ın tahtının yeni varisi Binnur Kaya, yazarlardan Tuğçe Baran, karikatür dünyasının hitleri Ramize Erer, Piyale Madra… Hepsi bizi güldüren, komik kadınlar… Ama gene de mizah deyince; daha erkeklere ait bir şey geliyor akla. Belki de erkekler öyle görmek istiyorlar, öyle ki Vanity Fair dergisi yazarlarından Christopher Hitchens da böyle düşünmüş ve tam da bu konuda bir makale kaleme almış. Makalenin adı da zaten ‘Kadınlar neden komik değil? ’ Gerçekten öyle mi, komik değil mi kadınlar yeterince ve niye!

Erkek arkadaşım çok komik!

Gelin kısaca Hitchens’ın makalesine bir göz atalım ve neden kadınlar komik değilmiş anlayalım… Diyor ki Hitchenshangi cinsiyetten olursanız olun, bir kadın arkadaşınızın yeni erkek arkadaşının cazibesinden söz ederken şöyle dediğini duymuşsunuzdur:

“Gerçekten çok sevimli, arkadaşlarıma karşı nazik ve çok komik”. Komik… “Erkekseniz ve sözü edilen o erkeği tanıyorsanız, kendi kendinize şöyle diyebilirsiniz. Komikmiş”, “Doğru dürüst bir fıkra bile anlatmayı bilmez”.

Gerçekten de kadınlar bir erkekten bahsederken çok komik sözünü çok sık kullanırlar, ama bir erkeğin bir kadından bahsederken “çok komik kız” dediğini az duymuşuzdur. Christopher Hitchens bunu doğruluyor ve soruyor “Bir kadın bir erkeği güldürebilir mi? Böyle bir soru varsa cevabının olumlu olması zor gibi görünüyor ama bakalım Hitchens ağabeyimiz ne demiş!

“Ortalama erkekler neden ortalama kadınlara oranla daha eğlencelidir? Kadınlar beddua etmekte erkeklerden daha iyidirler o ayrı mesele. Erkeğin istediği iki şey vardır; karşı cinsi etkilemek ve Tabiat Ana’yı memnun etmek. Güldürmek etkileme yollarından biridir ama kadınlar bir erkeği etkilemek için buna başvurmazlar”.

Hitchens bir de bu konuda bilimsel araştırma olduğunu söylüyor. Standford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde araştırmacıların 10 kadın ve 10 erkek üzerinde yaptığı bir araştırmayı örnek veriyor. Araştırmada deneklere 70 kadar karikatür gösterilip, bunların komiklik derecesine göre sıralamasını istemişler. Sonuç olarak her iki gurup da karikatürlere aynı beyinsel tepkiyi vermiş. Hatta kadınlardaki beyinsel aktivitenin fazla olduğu bile söylenebilirmiş. Dr. Allan Reis kadınların bir esprinin ana fikrini daha çabuk anladıkları, komik olanla olmayanı daha çabuk ayırdıkları görüşünde. Peki ya üretmekte neden daha yavaşlar?

Christopher Hitchens bunun kadınların mizah yapamadığı demek olmadığını, kadınlar arasından başarılı mizahçıların ve komedyenlerin çıkamayacağı anlamına gelmeyeceğini söylüyor ama yine de bir ayrım yapıyor. Fran Lebowitz erkeklerin her şeye güldüğünü, kadınların ise daha ince mizaha güldüğünü söylüyor ve “Kültürel değerler erkekler üzerine kurulu. Bir kadının bir erkeğe komik demesiyle, bir erkeğin bir kadına güzel demesi arasında hiçbir fark yok aslında. Mizah agresiftir ve önceden boşaltılmıştır, erkek dediğin nedir ki?” diyor.

Nükte duygu ölümüdür

Hitchens devam ediyor: “Nietzsche’ye göre nükte duygu ölümünün mezar taşı… Yani erkek ne pahasına olursa olsun gülüyor, çünkü varoluşun kendisine bir şaka olarak bakabiliyor. Mizah erkekler için direnmenin bir parçası, öyle ya bütün erkeklerin yapılarında anneye söven bir yan var. Hayatı bir orospu olarak nitelemeleri bundan. Oysa kadınlar daha yumuşak kalpli, hayata daha adil davranıyorlar.”

Öte yandan işin başka bir yanı var. Mizah parlak zekanın belirtisi ise, kadınlar annelerinin onlara öğütlediği üzere çok parlak görünürlerse erkekler için tehlikeli olabileceklerini bilirler. Çünkü erkekler onların komik olmasını istemezler, zira onların rakibe değil, seyirciye ihtiyaçları vardır. Prostatları, penisleri olan hep erkeklerdir. Kadınlarsa fiziksel kusurlarıyla dalga geçmeyi çok eğlenceli bulmazlar.

Hitchens haklı aslında, övünme kaynağı olarak kullanmadıkça büyük poposundan ya da çirkin kulaklarından bahseden bir kadına rastlanmaz.

“Çünkü” diyor Hitchens, “Üreme organlarıyla boşaltım organlarının yan yana oluşu şakadan başka ne olabilir. Her ikisi de müstehcen ve bu erkeğe çok komik geliyor”. Sonuç; pislik; yani mizahın yüzde 50’si.

Fran Lebowitz, “erkekler pisliğe gülerler” diyor. Peki kadın neden aynı şeye gülemiyor? Kadın neden boşalma ile ilgili esprileri komik bulmuyor mesela. Hitchens anahtar kelimenin çocuk olduğunu söylüyor.

“Kadın için üreme herhangi bir şey değildir, çok önemli bir şeydir. Bırakın dalga geçmeyi, bir kadın bu tür konuları erkeklerin hayretle baktığı bir ciddiyetle karşılar. Bu ciddiyet ünlü şair Rudyard Kipling’in “The Female of the Species” (Kadın Türü) adlı şiirinde dile getirilmiştir. Kipling kadın için üremenin en önemli mesele olduğunu fark etmiştir” diyor.

Gerçekten de öyle; peki ya erkekler niye bu kadar komik buluyorlar bu meseleyi!

Cevap şu Hitchens’a göre: “Erkekler kadınların bebek doğurma kapasitelerinden ürkerler… Çünkü bu kadına meydan okuması zor bir otorite verir. Mizahın en önemli fonksiyonlarından biri de otorite ile dalga geçmektir. Mizah zaten kölelerin ışıltısı değil midir? O nedenle erkekler biraradayken yanlarında kadınların olmasını istemezler, çünkü şakalarındaokul kaçağı bir durum vardır ve aslında bir manada da gerçek patronu kabulleniş”..

Hitchens’a göre meselenin özü mizahın kadınlar için ikincil bir önem taşımasında yatıyor. “Onlar üreme konusunda doğanın daha yüksek bir çağrısına uymuşlardır. Öte yandan bir erkeğe kötü şoför diyebilirsiniz, berbat diyebilirsiniz, yetersiz diyebilirsiniz ama o’a en çok ‘hiç komik değilsin’ ya da “hiç mizah anlayışın yok’ sözü koyar”. Yani erkeklerin üstün mizah gücü kadınların düşük mizah gücü aynı şeye denk geliyor.

Mizahın kaybedilmiş bir mücadeleden doğduğunu yazmış Hitchens. Varoluşun kendisi bir kaybedilmiş mücadele. Ama kadın için öyle mi? Kadınlar bu fiyaskoya bir çocuk dünyaya getirmek için onca sancıyı hatta ölümü bile göze alıyorlar. Her şeyin saçma olması onlar için kabul edilemez. O nedenle Hitchens birçok kültürde dinin en büyük destekçisinin de, mizahın da en büyük düşmanının da kadınlar olduğunu aktarıyor.

Gerçekten de yokoluşla dalga geçmek kadınlara göre değildir. İşte bu yüzden “Korku batıl inancın annesidir. Kadınlar ağır rüyalar görürler, doğum günlerini hatırlarlar, erkeklerin komik bulduğu kristallere ve taşlara düşkündürler bu inanç nedeniyle. Kadınlar için rüyaları hiç de komik değildir. Erkekler için en değer verdikleri iki şeyin; kadınların ve mizahın etik dışı olması bir trajedidir ama trajedisiz de zaten komedi olmaz”.

Aycan Aşkım Saroğlu

İngiliz Dili ve Edebiyatı Mezunu. Hürriyet Vakfı'nda gazetecilik eğitimi aldı. Sırasıyla TV'de 7 Gong, Hürriyet Dış Haberler, Gezi Traveler, Aktüel dergilerinde; Akşam ve Habertürk gazetelerinde çalıştı. Tam 15 senelik gazeteci, doğduğundan beri spritüel. "Kum Saatinden Ezoterik Manzaralar" adında bir kitabı mevcut. Yay burcu.