Hiç düşündünüz mü? Ne oluyorda ilk defa gördüğümüz bir insana bir sıcaklık hissedip onunla iletişime geçiyoruz yada geçmek istiyoruz ve ne olmuyorda bir soğukluk hissedip iletişime geçemiyoruz.

Evet herşeyde olduğu gibi iletişiminde temelinde “sevgi” vardır.Bizler sevgi alışverişi yapabileceğimizi hissettiğimiz zaman iletişime daha kolay geçiyoruz.Sevgi ,iletişimi şekillendiren en büyük faktör diyebiliriz. Tam olarak farkında olursak, aslında  kendimizle ve herşeyle her an  iletişim halindeyiz . Bedenimizle,zihnimizle ,duygularımızla ,ruhumuzla ve varolan herşeyle…

Şimdi iletişimin bedensel,zihinsel ve duygusal boyutlarından bahsedelim.

“İletişimde ne söylediğinizden önemlisi nasıl söylediğinizdir”.İletişimde ;

BEDEN DİLİ %55               SES TONU %38                       BİLGİ%7

Evet açıkça görüldüğü gibi %93 algısal ve duygusal bir yaklaşım vardır.Anlattğınız şey ise sadece %7

Şu sözleri çokça duymuşuz ve hatta söylemişizdir;

-Bin kere söyledim hala anlamıyor

-Kaç kere söyledim bir kulağından giriyor ötekinde çıkıyor

Peki çözüm, kaç kere söylediğimizde mi yoksa nasıl söylediğimizde mi?

İLETİŞİMİN BİLİNÇALTI

Evet insanın, her ne kadar çok karmaşık bir yapısı ve kendi içinde çok parametler olmasına rağmen aslında bir o kadarda basit ve kolay çözülebilen bir yapısı vardır.

Bilinçaltımızda 3 temel duygu vardır ki , bizi  hayatımız boyunca  yönlendirir ve uyarır.

                             VAROLMAK                         HAYATTA KALMAK                        DEĞERLİ OLMAK

Var olmak ,benliğimizle ilgili herşeyi kapsar ve toplum tarafından bir birey olarak kabul edilmeyi beraberinde getirir.Şöyle olumsuz  ifadeleri çok duymuşuzdur;

-Ne biçim çocuksun sen,sus bakıyım sen konuşma,elini sürme,dokunma dedim sana,

-Beni insan yerine koyan yok,var mıyım yok muyum belli değil

Bu gibi ifadeler kişiyi  içine dönük kendi kabuğunda yaşayan  yada  toplumu mutlu etmeye çalışan  bir insan yapabilir,daha doğrusu “kendisi” olmasını engelleyen blokajlara neden olur.

Hayatta kalmak,bizim hayatla olan ilişkilerimizi düzenler.Beslenmek,sağlıklı olmak,çalışmak,para kazanmak,evlenmek ve çocuk sahibi olmak gibi seçimlerimizi belirler.

-Sen bu kafayla bir işe giremezsin,sen ayaklarının üstünde duramıyosun,bu gidişle çok yaşamazsın,

Bu ifadeler de kişiyi sürekli başkalarına bağımlı hale getirir.İncinmiş ego hep başkalarından yardım bekler ve dış referanslara önem verir.Gelecek endişesi kişiyi esir eder.

-Sırtını devlete yasla,sigortalı bir işin olsun, gibi laflara kişi  çok itibar eder.

Değerli olmak ise,kişinin kendini mutlu hissetmesine sebep olucak şeyleri belirler.Eğer kişi özünde değerli olduğunun farkında olmazsa,sürekli dışarıdan bu duyguyu tatmin etmeye çalışıcaktır.Giydiği elbiseler , bindiği araba,taktığı saat,oturduğu ev,yemek yediği mekanlar ona kendini değerli hissettiren seçimler olucaktır.

-Kaç paralık adamsın,hiçbir işe yaramıyorsun,ben senin elinden tutmasam sen bir hiçsin.

Bu tarz olumsuz ifadelerle kişi özündeki değerlilik ve yeterlilikten uzaklaşabilir,kendini çaresiz hissederek birliği ve bütünlüğü bozulur,

Anksiyete,psikoz,nevroz,depresyon gibi sıkıntıların temelinde değersizlik,yetersizlik ve çaresizlik  gibi kişinin ruhunu kemiren duygusal çatışmalar ve bölünmüşlükler vardır.

Şimdi gelelim sağlıklı iletişimin püf noktasına;

Evet öncelikle kullandığımız kelimeleri özenle seçmeliyiz.İfadelerimizde karşımızdaki insanın,bilinçaltındaki 3 temel duyguyu zedeliyecek kelimeleri kullanmamalı,hatta burası çok önemlidir,3 temel duyguya kuvvet verecek ve kişiyi iyi hissettirecek yaklaşımlarda bulunmalıyız.

-Varlığın bizim için çok önemli,davranışlarına dikkat etmen senin için faydalı olucaktır.Senin geleceğini parlak görüyorum,tabi derslerini iyi çalışırsan güzel bir gelecek seni bekliyor.Sen bizim için her zaman çok değerlisin,bazen sana kızsamda her zaman senin yanımda olduğunu bilmeni isterim.

Evet örnek cümlelerde görüldüğü gibi kişiye kendini kötü hissettirmeden olumlu ve yapıcı ifadeler sağlıklı iletişimin temelidir.

İLETİŞİMDE SES TONU

Kullandığımız ses tonuda iletişime destek veren faktörlerden biridir.Her insanın kendine özgü bir ses frekansı vardır ve bu frekansa uygun sesler iletişimi kolaylaştırır.Burada önemli olan kişinin ses eşiğine uyumlama yapabilmektir.Mesela, ince ve yumuşak bir ses tonu olan kişi,yüksek ve sert tonu olan bir kişiyle konuştuğu zaman kendisine bağırıyor,hakaret ediyor gibi algıyabilir.

Göğüs sesi dediğimiz sakin ve hafif bir tonla konuşmak,kişinin bilinçaltına ben senin yanındayım senin iyiliğini istiyorum mesajı verir.

Gırtlak sesi dediğimiz sert ve yüksek tonlama ise ,karşındayım, benim doğrularımı yapmalısın mesajı verir.

İLETİŞİMİN DİLİ

Bir diğer önemli faktör ise kullandığımız dil yapısıdır.

                                      SEN DİLİ        BEN DİLİ              BİZ DİLİ

Sen dili,zorundalık ve eleştiri algısı uyandırır ve kişi bu yaklaşımdan mutlu olmaz.

Ben dili ,ben yaparım sen yapamadın gibi bencil bir algı uyandırır,kişi motive olamaz.

Biz dili ise ,senin yanındayız gibi birlik ve bütünlük algısı uyandırır ve kişiye kuvvet verir.

İLETİŞİM KAZALARI

Netlik Kuralı-Zaman ve Kavramlar

Eğer anlaşılmak istiyorsak,ifadelerimize netlik kazandırmalıyız.

Birazda neleri yanlış yapıyoruz ona bakalım.Evet bildiğiniz gibi hepimizin hayata,insanlara olaylara yüklediğimiz anlamlar,algılar vardır.Az-çok,büyük-küçük,güzel-çirkin,uzak-yakın gibi kavramlar konusunda hepimiz hemfikir sayılamayız.

-Bir ara sana verdiğim kitabı geri getirirsin,derken “birara” ifadesi size hangi zaman dilimini çağrıştırıyor?

Evet zaman ve kavramlar konusunda her insanda madem böyle değişik algılamalar var o halde bizimde bu konuda

Yani “zaman ve kavramlar” konusunda net olmamız gerekir.

-Sana verdiğim  kitabı bana 1 ay sonra getirirsin,gibi.

-Akşam erken yat,derken akşam saat dokuzu geçirmeden yat demek gibi

İfadede ikilik-Ama Yaklaşımı

Seni seviyorum ama şu ceketini bir kenara atmasan…seni anlıyorum ama sende kendini biraz değiştirsen…

İfadelerde de görüldüğü gibi “ama” kendinden önceki ifadeyi öldüren bir katil gibidir.Ama yerine, şu tarz ifade bize daha faydalı ve katkılı olur.

Herşeye rağmen seni seviyorum,şu ceketi yerine asarsan daha mutlu olucam.

-Seni anlıyorum bununla birlikte hayatında neleri değiştirmen gerekir? İstersen bir düşünelim.

Evet aslında kitaplara sığmayacak bir konuyu burada kısa hatlarıyla anlatmaya çalıştım.

Hayatımızda sağlıklı iletişim kurarak,kendimizi daha güçlü,neşeli,huzurlu hissedebilmek dileğiyle…

Ne söylediğinden önemlisi,nasıl söylediğindir.
Nasıl söylediğinden önemlisi,ne kadar isteyerek söylediğindir.
Ne kadar istediğinden önemlisi,ne kadar hissederek söylediğindir.
Ne kadar hissederek söylediğinden önemlisi,söylediğin şeyi “ol”mandır.
Ve sen söylediğin şeyi “ol”duğunda onu söylemene gerek kalmayacaktır.

(Yazar: Tolga Güzelışık)

Konuk Yazar