İstanbul’un baharı yoktur. Aniden bastırır yazın bunaltıcı sıcağı. Böylesi beklenmedik bir geçiş yaşatır insana; soğuktan dayanılmaz bir sıcağa. Yürekler de böyle tanışır AŞK’la. Bir an önce olmayan bir ateş, ani ve beklenmedik bir şekilde yanar insanın içinde.

O kişinin kim olabileceğini, tipini ve karakterini her ne kadar düşlemiş olsanız bile, önceden asla bilemezsiniz. Bilebileceğiniz tek şey yüreğinin sizin YOLunuz ile kesişeceği olacaktır. Bu kesişen yolların varlığını ise bir bakış belirler?

O bakış neler söyler? Hiç bilmediğinizi zannetiğiniz ama orada ve olduğunu bildiğiniz bir lisandır paylaşılan. O ilk göz göze gelişin izleyeceği yol bile berraklaşır o bakışlarla? Sonra kelimeler devreye girerler. Paylaşılan birkaç cümle, gözlerin yaktığı o kıvılcımı alevlendirir. Hem öylesine alevlendirir ki, onu yeniden görmeye, sohbet etmeye, elinizi ilk tutacağı ve bedenlerinizin birbirine temas edeceği o ilk ana özlem duymaya başlarsınız. Artık aklınız, fikriniz ondadır. Gözden ırak olduğu her anı sabırsızca yaşayıp tüketmeye odaklanırsınız. O ilk telefon ve özlemle beklenen aranma anı kalbinizi yerinden söküp alır ve konuşabilmek için soluklanmaya gereksinim bile duyarsınız. Yavaş yavaş sakinleşen ses tonlarında hissedilen sevda dalgaları, buluşma anına kadar nice hülyalar kurdurur insana.

Yıllardır beklenen, özlenen ve aranan O’dur. Tüm dünyada bundan daha emin olduğunuz bir tek şey bile yoktur!.. Bu büyü, bu sihir ne kadar devam eder. Karşılıklı beklentilerin azlığı kadar çoğalarak ve almayı da vermek kadar bilebiliyorsanız eğer?

Böylesi duygularla bir eli tuttuğunuz zaman önce kendinize bunu hak ettiğinizi ve buna layık olduğunuzu söyleyin. Tüm güzellikler kişinin kendi içinden yansır. Karşınızdaki kişide yansıyan sevgi aslında sizin içinizdeki sevgi ve güzelliklerdir. Sonra fark edin ki o kişi de sizde kendini yansıtmaktadır. Sizin içinizdeki sevgi, güven ve güzellikler onun içinde de aynen vardır? Bunları fark ederek, kendinize duyduğunuz sevgi ve sevecenliği, ona da yansıtırsınız. Ve size geri dönen de işte bu yansıma olur.

Çok çok sevin, eski acılarınızı imrendirecek kadar çok. Hiç korkmayın, eski korkularınızı korkutacak kadar yürekli OL’un. Hiçbir sevgide acı payı, paylaşılan güzellikler, sevgi ve hazlar kadar yer kaplama şansına sahip değildir çünkü acı sadece kaybetmenin acısıdır. Kaybetmek ise bir daha görememek, birlikte olamamak olabilir ancak. Bu ise sadece bir bakış açısıdır. Hangi son olursa olsun, bu bakış açısını geçin; yaşanmış, paylaşılmış tüm güzellikler sonsuza kadar sizin olacaktır. Onlar sizi daima gülümsetecek, mutlu edecek paylaşılmışlardır. Bitiş ise sadece bir AN’dır ve çok çok kısadır. Ayrıca unutmamak gerek; her bitiş yeni bir başlangıçtır OLAN her şey bütünün hayrına gerçekleşir ve hepimiz o bütünün BİR parçasıyız.

Bizlere AŞK’tan düşen pay acıları yüreğimizde büyütmek değil; yaşanmışları huzur ve sevgiyle saklamak, onların değerini bilmek ve YOL’umuza tüm yüreğimizle, güvenle ve merakla devam etmektir.

Konuk Yazar