Bu ay yazıma değişik bir başlangıç yapacağım. Geçen ay başladığım bitkisel drogların zararlarıyla ilgili yazıma devam etmeden, küçük bir istatistikten bahsetmek istiyorum. Bu istatistik bizim ülkemizde yapılmadı. Yapılsaydı mutlaka oranlar farklı olurdu. Ama tedaviye ulaşma şansı yüksek insanlar arasında yapılan bir araştırma olarak görülebileceğini düşünüyorum. (İstatistik Dr. İnci Erkin’ in ders notlarından alındı.)
 

ÖLÜM NEDENİ

ÖLÜM ORANI

Bitkiler

1 / 1.000.000

Destek ürünleri

1 / 1.000.000

Mantar zehirlenmeleri

1 / 100.000

Gıda zehirlenmeleri

1 / 25.000

Nonsteroid antienflamatuarlar ( Çoğu ağrı kesici – ateş düşürücüler )

1 / 10.000

Cinayetler

1 / 10.000

Hastanede cerrahi girişimler

1 / 10.000

Araba kazaları

1 / 5.000

İlaçları düzgün almamak

1 / 2.000

Anjiogram

1 / 1.000

Alkol

1 / 500

Sigara

1 / 500

Tıbbi kazalar

1 / 250

Hastane enfeksiyonları

1 / 80

 

Aman hemen tıp öldürüyor sonucuna varmayalım, çünkü istatistiğin tedavi olma paydası bu veriler arasında yok. Ölüm oranları yüksek olan bazı maddeler için, yarar oranını da düşünmeliyiz. Doğallıkla söyleyebiliriz ki alkol, sigara, araba kazası ve cinayet öldürüyor. Ama bence önemli olan ve bu başlangıcı yapmama neden olan bitkisel ve doğal tedavilerin doğru kullanımlardaki yüksek güvenlik düzeyidir. İkinci önemli nokta ise doğal yaşam desteklerinden uzaklaştıkça, daha riskli doğal olmayan yöntemlere ihtiyacımız olacak.  Geçen haftaki girişten sonra şimdi kullanımında tehlikeli olabilecek bitkileri özetleyip yararlı bitkilere yol alalım istiyorum.

Öncelikle mantarları konudan ayırdığımı belirtmeliyim. Mantar tam olarak bir bitki değildir. Ve mantarlar çok bilinen birkaç türü dışında tedavi amaçlı zaten pek kullanılmıyor. Bu da araştırılabilecek bir konu, ama yapılan araştırmalar sonucu etkisi bilinen kanser ilacı olmuş birkaç tane var. Ve yine bildiğimiz hallüsinojen mantarlar var. Besin olarak kullanımı ise biraz riskli (kültür mantarları dışında), satın almadan önce ne olduğundan emin olmalıyız.

Aşağıda halk arasında sıklıkla kullanılmasına rağmen zehirli özellikleri pek bilinmeyen 14 bitkinin özelliklerini sıraladım. Bu bitkilerin  yanlış kullanımları ile ortaya çıkan zehirlenme belirtilerini de okuyabilirsiniz. Dünyanın değişik bölgelerinde daha pek çok bu türden tehlikeli bitkiler bulunuyor. Ben bitkileri seçerken ülkemiz coğrafyasında sıklıkla bulunuşlarını dikkate aldım. Sıralamayı ise en tehlikeli bitkiden başlayarak yaptım. Bu bitkilerin bazılarının uzman kişiler tarafından kullanılması, diğerlerinin de hiç kullanılmaması gerekmektedir.                                  

Güzel avrat otu (atropa belladona) patlıcangillerden, kireçli topraklarda yetişen 180 cm. kadar boyunda birkaç sene yaşayan nahoş kokulu bir bitkidir. Meyveleri kiraz gibi yuvarlak ve siyah renktedir. Çiçekleri boru şeklinde, koyu kırmızımsı veya sarımtıraktır. Tıpta kullanılan atropin adlı alkaloidin ilk bilinen kaynağıdır. Sinir sisteminin otonom denilen vücut işlevlerini kendi kendine yürütme ağında parasempatik bölümün işlevini baskılar, azaltır. Fiziksel etkileri bella donna = güzel kadın’a benzetildiği için bu adı almıştır. Zehirlenme durumunda bilinç azalması, hafıza kaybı, konfüzyon gibi  bilişsel bozukluklar ve hipertansiyon, hipertermi = vücut ısı artışı (kuru ağız, kuru cilt), yanaklarda kızarıklık, göz bebeğinde aşırı büyüme gibi fiziksel bozukluklar oluşur. Ardından koma, delirium ve tedavi olmazsa ani ölüm olabilir. Tüm bu belirtilere antikolinerjik sendrom denir. Acilen hastaneye giderek antidotu (panzehir) verilerek iyileşme sağlanabilir.               

Baldıran, ağu, yılanotu, poison hemlock (conium maculatum) nemli yerlerde yetisen, 1-2 metre boyunda zehirli bir bitkidir. Gövdesi kalındır. Saplarının alt kısmı erguvani renktedir. Yaprakları büyük, çiçekleri yayvan ve küçüktür.  Kullanımı olmayan coniine ve gamma-conicine adlı alkoloidleri içerir. Socrates’ in kullandığı ve birçok tarihi suikastta kullanılan bir zehirdir. Ana etkisi merkezi sinir sisteminedir. Ani başlayan tükürük salgısı, bulantı, kusma ve hafif karın ağrısıyla başlar. Nabız sayısında azalma , göz bebeklerinde küçülme ve koma oluşur. Kaslarda felç ve solunum durması ile ölüme gider. Tedavisi destekleyicidir. Antidot yoktur.

Boru çiçeği, tatula yaprağı, sihirbaz otu, Jimson Weed (Datura stramonium) çançiçeğigiller familyasındandır. 50-200 cm boyunda, bir yıllık, beyaz çiçekli otsu bir bitkidir. Yaprakları saplı, büyük, oval ve kenarları tam, az girintili veya lopludur. Çiçekleri beyazdır. Meyvesi, çok tohumlu bir kapsüldür. 10 kadar türü vardır. İçinde atropine, hyoscyamine, and hyoscine (scopolamine) adlı alkoloidler vardır. Zehirlenme durumunda tüm olanlar atropa belladonna ile aynıdır.

 İnci çiçeği, müge, Lily of the Valley (convallaria majalis) 18 cm boyunda, baharın erken vakitlerinde çıkan beyaz çiçekli bir bitkidir. Kuru, hafif nemli, bol güneşli ortamlarda yetişir. Beyaz çiçekleri parlak kırmızı meyvalar verir. Kalbi etkileyen glikozitlerin (30 civarında) birçoğu, convallatoxin, convallatoxol, convallasid, cardenolide ve flavonglikozitleri içerir. Bu  glikozitler, kalp kasını güçlendirir ve kalp yetersizliğine karşı etkilidirler. Ama fazlasıyla güçlenen kalp atarken durabilir, ya da ritmi bozulabilir. Bitkide varolan miktarlar tam ölçülemediği için kullanımı sakıncalıdır. Zehirlenmesi durumunda hastanede destekleyici tedavi gereklidir.

image007Papaz külahı, Wahoo (euonymus atropurpureus) fundalıkta yetişen 180 cm boyunda baharda beyaz çiçekler açan kuru toprağı seven bir bitkidir. İçinde digitoxigenin (kalp güçlendirici); asparagine ve atropurpurine gibi alkoloidler; euonysterol, atropurpurol, homoeuonysterol gibi steroller (hormon ön bileşiği) bulunur. Bu birçok etken madde nedeniyle farklı etkiler ortaya çıkar. Halk arasında safra kesesi boşaltıcı, barsak yumuşatıcı, idrar söktürücü ve kalp güçlendirici olarak kullanılır. Zehirlenmesi durumunda solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, deri döküntüleri ve kızarıklık, kaşıntı, ishal, ani kasılma,halsizlik meydana gelir. Farklı sistemlere yönelik bir destek tedavisi gerektirir.

image009Ban otu, deli bat, bat, Henbane (Hyoscyamus Niger) ülkemizin her bölgesinde yetişen yıllık bir bitkidir. Yaprakları hyosiyamin, skopolamin (hyoscine), hyospikrin içerir. Glikozid bitkinin tümünde, özellikle de tohumunda bulunur. Van yöresinde ise “Hireberg otu” ismiyle de bilinmektedir. Ban otunun sadece insanlar için toksik olmadığı, hatta bu bitkinin bal özünün arılarda nektar zehirlenmesi yaptığı çok eski zamanlardan beri bilinmektedir. Bu otun antikolinerjik sendroma yol açtığı bildirilmiştir. Güzel avrat otu ile aynı etkilere sahiptir.

 

image011Adam otu kökü, toskafa kavunu, mandrake (mandragora officinarum morumsu çiçekleri olan, toprak üstünde yapraklı, kazık köklü, geniş kahverengi renkli, bazen bir bazen üç parçalı köklere sahip, koyu yeşil yapraklı ve küçük kırmızı bir elma gibi meyvaları olan bir bitkidir. Skopolamin, hyoscyamin, atropin gibi alkaloidler içermektedir. Antikolinerjik sendroma yol açar.

 

 

image013

Ordial bean, calabar bean, legume (physostigma venenosum balf), ezerin içerir. Tıpta kullanılan fizostigmin adlı ilacın diğer adı ezerindir. Gözbebeğinde daralma, barsakta hareketlenme, tansiyon artışı, kas zayıflığı, depresyona neden olur. Belladonna ile tamamen zıt etkilidir. Zehirlenme durumunda antidotu belladonna = atropindir.

 

 

image015

Şekerci boyası, pokeweed (phytolacca americana) olarak da anılır. Bitkinin meyvesi, halk arasında yemek renklendiricisi olarak sık kullanılır. Bu kullanımının yanısıra içerdiği alkoloidler sebebiyle, aşırı tüketimi zararlı etkilere yol açan bir bitkidir.

 

 

 

 

image017

Şeytan elması, barberry (podophyllum peltatum), mayapple olarak bilinen bitkidir. Mayapple’ın (Podophyllum peltatum-Amerika’ya özgü ve meyvesi yenir bir bitki) ve Himalaya mayapple’ının (Podophyllum hexandrum) kurutulmuş kökü testis ve yumurtalık kanserinde, lenfomalarda, küçük hücre akciğer kanserlerinde ve löseminin bazı türlerinin tedavisinde kullanılmış. Podophyllotoxin adındaki bu ilacın satış rakamları 1990’da yılda 100 milyon dolara ulaşmış. Aynı yıl, bitki, yok olma tehlikesiyle karşılaşmış. Şu anda Himalaya mayapple’ı yok olma tehlikesinde olduğundan, podophyllotoxin’in patent sahibi olan ilaç şirketi, alternatif kaynaklar arıyor. Hücre öldürücü etkisi nedeniyle kontrolsüz kullanımı sakıncalıdır.

 

 

image019

Hint yağı, castorbean (recinus communis) olarak bilinir. Özellikle tohumlarında bulunan risin adlı alkoloit yağ nedeniyle yüksek derecede toksiktir. 25 gram tohumu bir atı ya da insanı öldürebilecek bir dozdur. Piyasada satışta olan hint yağları, risin’den arıtılmış olduğundan zararsızdır. Ancak özellikle doğada bulunan formuna hayvanların yaklaşmaması gerekir. Tohum kısmının kabuğu kırıldığı anda toksik etki başgösterir. Mide ağrısı ile başlayan semptomlar, ishal, karın ağrısı, kalp atışlarında artış, istemsiz terleme, bilinç bulanıklığı, koma izler ve müdahale edilmediği takdirde ölüme kadar gidebilir.

image021

Kan kökü, poppy (sanguinaria canadensis) özellikle kök kısmında yer alan sanguinarin adlı alkoloit, antiseptik, anestezik,uterus kasıcı, ateş düşürücü, kanser ilacı olarak kullanılır. Yüksek dozları toksiktir. Zehirlenme belirtileri bilinç bulanıklığı, kusma, ishal, bayılma, koma ile devam edip ölüme dek gidebilir.

 

 

 

image023

Porsuk ağacı yaprağı, yew, (taxus spp) içinde taxin adı verilen bir alkaloid ile özellikle kalp hızını düşürücü etkisi vardır. Zehirlenme durumunda solunum zorluğu, halsizlik, titreme yapabilir. Ölü bulunma en tipik belirtisidir. Vücut ağırlığının % 0.1 – 0.5 miktarında bitkiden yenmesi ölümcüldür.

 

 

 

 

image025

Cezayir menekşesi, periwinkle, dogbane (vinca spp) türleri özellikle kanser kemoterapisinde kullanılan ilaçlardandır. İçinde vinca alkolaidleri denilen bir grup etken madde taşır. Tümü hücre öldürücü özelliğe sahiptir. Zehirlenme durumunda mide ağrıları, yüzde kızarıklık ve deri döküntüleri olabilir. Bu semptomlar ölüme dek gidebilir. Çaresiz hastalılarda çok denenen bir bitkidir. Ama tek etki bilinçsiz kemoterapidir. Hamilelerde ölüme dek gitmezse kesinlikle sakat bir çocuğa neden olacaktır.

 

Aman dikkat bu bitkilerden bilinçlice uzak duralım.

Konuk Yazar