Farsça kökenli olan Nevruz, ilkbaharın başlangıcı sayılan ve Hz. Muhammed’in peygamberliğinin ilan edildiği, Hz. Ali’nin doğduğu ve evlendiği gün olarak bilinir. Nevruz günü İran ve Türk toplulukları şu yedi nesneyi bulundururlardı. Şarap, şeker, sütlü tatlılar, şerbet, şamdan, yeşillik…

Bir toplumun “bütün”ü için ve yine kendi “bütün”ünce yerine getirilen eğlenme, iyi gün geçirme, dayanışma ve paylaşımcı ruhunu geliştirme amacıyla uyguladığı törenlerin başında bayramlar gelir. Bayram bir dizi gösterilerden, biçimleri ve kuralları gelenekler belirlenmiştir. Bireysel değil, toplumsal bir özelliğe sahiptir. Eğlence içerikli gösterilerin, oyunların, sevinç bildiren hareketlerin olmaları ve yılın belli bir gününde geleneksel olarak kutlanması temel özelliklerden biridir. Divan-ı Lügat-it Türk’te bayram “bedhrem” sözcüğü ile karşılanmakta ve “halk arasında gülme ve sevinme, bir yerin ışıklarla ve çiçeklerle bezenmesi ve orada sevinç içinde eğlenmesi” anlamına gelmektedir. Bayramlar çeşitli gruplara ayrıldığından, bunlardan bir grubu da mevsimlik bayramlar oluşturur ki, Nevruz ve Bahar Bayramı bu guruba girer. Baharın gelişi, Türkler için en önemli olaylardan biriydi. Eski Türkler, yeni yıla girişlerini baharla başlatırlardı. Yılın ilk gök gürlemeleri, baharın habercisidir. Bu ilk gürültüyle bahar başlamış sayılırdı. Türkler, yaşlarını bahara göre hesap ederlerdi. Örneğin 20 yaşında olduğunu belirtmek için “yirmi yeşil gördüm” ifadesini kullanırlardı. (ögel, 1988, 773-774, alıntı: Aynur Koçak) Nevruz’un anlamına gelince, sözcükteki en yalın tanımıyla yeni gün demektir. Tabiki, yeni gün çeşitli kültürlerde ve inançlarda farklı anlamda algılanmakta ve kutlanmaktadır.

Nevruz’un diğer anlamlarına gelince:
Coğrafi anlamda, dünyanın güne çevresinde dönmesine göre düzenlenmiş eski İran takvimine göre, geceyle gündüzün eşit uzunlukta olduğu 21 Mart günü başlar. Farsça kökenli olan Nevruz, ilkbaharın başlangıcı sayılan, güneşin balık burcundan çıkıp koç burcuna girdiği, Hz. Muhammed’in peygamberliğinin ilan edildiği, Hz. Ali’nin doğduğu ve evlendiği gün olarak bilinen, eski inanç takvimine göre yılın ilk günü (21 Mart) (Bkz. E. Korkmaz, A-B Sözlüğü) Nevruz, Noroz, Nevriz, Ergenekon Bayramı, Bozkurt, çoğan gibi Nevruz’a çok büyük değer veren Türk boylarında ulusal “gün” olarak kutlanır.

Doğanın yeniden canlanması

21 Mart günü, artık yeni bir günün başlangıcıdır. İnsanlar o gün için hazırlıklarını yapar. Toplumca kırlara çıkılır. Nevruz’un asıl özelliği, bir doğa bayramı olmasıdır. Doğanın yeniden canlanması, döllenmeye ve meyveye durmasıdır. Bunun için en anlamlı kutlama yeniden doğanın kendisidir. Doğanın kucağıdır, yâni yeşil alanlardır, kırlardır. Nevruz günü en temiz giysiler giyilir, erkekler traşlarını olurlar, genç kızlar düğüne gidiyorlarmış gibi süslenirler, en güzel ve renkli giysilerini giyerler. Bu giysiler yan yana geldiği zaman doğada açan binbir çeşit çiçekleri canlandırmış olurlar. O gün mezarlıklar ziyaret edilir, nevruziye dediğimiz nefesler okunur. Altaylar’da Sibirya’da atarlarda süt rakısı, kurban eti, kaynamış yumurta ikram edilir, at koşusu, güreş, cirit oyunu oynanır, şarkılar söylenir, yerel danslar yapılır, komşular ve akrabalar ziyaret edilir. Genellikle ziyaretlerde kımız ikram edilir. Şaman Türkleri’nde ise yazın gelişini 21 Mart, sonbaharınki ise 28 Ağustos’ta kutlanırdı. Padişahlar zamanında müneccimbaşı, yeni takvimi padişaha götürüp sunar ve ondan bir bahşiş alırdı. O gün hekim başı da macun kaynatır, içine amber, afyon gibi birçok kokulu bitkiler koyar, elde edilen bir tür mesir macununa benzeyen bu macun halka dağıtılırdı. Nevruz günü İran ve Türk toplulukları şu yedi nesneyi bulundururlardı. Anlamlarıyla şunlardır:
Şarap-Muhabbet ve gönül cilası
Şeker-Refah
Sütlü tatlılar-Yaşama sevinci
Şerbet-Serinlik ve dinlenme
Şamdan-(mum)- Aydınlık ve ateşe tapma, kötü ruhların dağılıp ulu kişilerin ruhlarının orada olduğuna inanç
Sona (tarak)- güzellik ve cemali demektir.
Nevruz günü, yani birtakım olayların olduğunu ve gerçekleştiğine, o gün bir dilekte bulunulursa gerçekleşeceğine inanılır.

Bu olaylar şunlardır:
– O gün, aynı dünya gece ile gündüzü yaratıldı.
– Hz. Adem’le Havva, şeytana uyup yasak edilen meyveyi yiyip Hz. Adem, Serenelib Adası’na, Havva ise Cidde’ye sürüldü. Affedilişlerinden sonra 21 Mart günü Arafat’ta buluştular.
– İlk insan olarak kabul edilen Hz. Adem’in çamuru Nevruz günü yoğruldu.
– Hz. Nuh’un gemisi bugün karaya kavuştu.
– Hz. Yusuf, kuyudan kurtulup peygamberlik makamına kavuştu.
– Hz. Musa, asası ile Kızıldeniz’i yararak yandaşlarını bugün kurtardı.
– Yıldızlar küme halinde iken ayrılıp kendi yörüngelerine dönmeye bugün başladılar.
– Hz. Muhammed’e peygamberlik bugün geldi.
– Hz. Ali, 21 Mart günü dünyaya geldi. Yeni bir Nevruz günü Hz. Fatma ile evlendi.
– Hz. Muhammed, bugün Hz. Ali’ye yerine halife ilan etti.
– Hz. Muhammed son hac dönüşü, “ben kimin mevlasıysam, Ali de onun mevlasıdır” sözünü 21 Mart günü söylemiştir.
– Türkler, Ergenekon’dan bugün çıkmıştır.
– Kürt demirci Kawa, zalim Dahhak’a karşı bugün ayaklanmıştır.
– Kışın bitip baharın canlanması, toprağın ve bazı canlıların uyanması nevruz günüdür.
– O gün ölüler dirilir eğlenirler.
– Yunus Peygamber, balık karnında iken o gün karaya bırakılmıştır.

Görüldüğü gibi yukarıda sıraladığımız ve insanlık tarihinde böyle bir olayın olup olmadığı tartışılır kimi söylencesel türdeki olaylar Anadolu’da ve kimi Türk topluluklarında inanç getirilir. Nevruz, Anadolu Aleviliğinde de çok değer verilen bir “gün”dür. Nevruz günü, eskiden Alevi köylerinde köy gençleri gruplar halinde bütün evleri dolaşarak bayramlık, yani mevruzluk toplarlar, evlere varınca “bayramınız mübarek olsun” ya da “Nevruzunuz kutlu olsun” derlerdi. Genellikle evlerden torbalarına şeker, pirinç, bulgur, un, yağ, yumurta gibi gıda maddelerini toplayıp bunları yoksul ve yetimlere dağıtırlardı. Onlar da “bugün bize hızır uğradı” diye sevinirlerdi. Nevruz etkinlikleri, yani yeni yıl bayramı kutlamaları Anadolu’da bölgelere göre 20 Şubat ile 21 Mart arasında gerçekleştirilir. bu tarihler arasında evler temizlenir, temiz giysiler çıkarılıp giyilir ve 3 gün Hızır orucu tutulur.

Herkes Nevruz’u kutlar

Hızır inancı, Anadolu’da doğrudan doğruya baharın gelmesiyle ilgili bir inançtır. Havva’nın ve toprağın ısınmasının önemli bir olay olduğunu anlatmaktadır. Bu ısınma ile toprak uyanıp bereket getirecektir, bolluk olacaktır. Suyu temsilen İlyas, sıcaklığı temsilen Hızır Nebi’yi karşılama törenleri yapmayı gelenek haline getirmişlerdir. Özellikle Azerbaycanlılar buna çok inanır ve bu konuda binlerce maniler söylerler. Anadolu’da Aleviler’i ise bu ayda 3 gün oruç tuttuktan sonra Hızır İlyas duasını almak ve yılın bereketli geçmesi için bu ayda, buğdaydan yapılmış kavurga ve yağlı çörek dağıtırlar. Anadolu’da “Sultan Nevruz” Mart Dokuzu (halk takvimine göre buna baba hesabı da denir, 21 Mart, Mart dokuzu demektir. Baba hesabına göre ay, 13 gün sonra bitmektedir. Örneğin şubat ayı, 13 Mart’ta sona erecektir.) Bilinen nevruz, Tahtacılar’da 22-23 Mart günleri kutlanır. O tarihlerde Tahtacılar yaylaya çıkarlar, bugün ölülerin yedirilip içirildiği gün olarak kabul edilir. Mezarlar ziyaret edilir, mezar başında kahve pişirilip içilir, sohbet edilir. Yörükler yaylalara çıkar, bir el silah atarak, kurban kesip konuklarına ikram ederler.

Hz. Ali’nin doğum günüdür

Anadolu’nun değişik yörelerinde Nevruz kutlamaları farklıdır. Güneydoğu Anadolu’da kızlar ayaklarına halhal takıp oynarlar. Kars ve çevresinde kapı dinleme, baca çizme, taş dizmek gibi adetler yerine getirilir. Edirne’de çeşitli yiyecekler hazırlanıp kırlara çıkılır. İzmir yöresinde Nevruz’a “yıl yenilendi” adı verilir. Tire ve Ödemiş yöresi ile Turgutlu’daki Bektaşiler, Nevruz namazı adı ile bilinen cem töreni yaptıktan sonra sofra açılır, sofrada 5 beyaz yiyecek (yumurta, pirinç, tuz gibi) bulunmasına özen gösterilir. Sivas yöresinde o gün gök gürlerse yılın bereketli geçeceğine inanılır. Tunceli yöresinde ise erkekler, alınlarına kara sürerek su kaynaklarına gidip orada iyice yıkanıp temizlenirler, ulu kişilerin türbelerine ziyarette bulunurlar. 21 Mart Nevruz Bayramı Alevi ve Bektaşiler’ce büyük törenlerle kutlanır. İster konar göçer ister yerleşik olsun, Nevruz günü Ayin-İ cem yapılır. Gündüz başlayan şölenler ertesi gün sabaha dek sürer.

Yukarıda değindiğimiz gibi Nevruz, günü aynı zamanda Hz. Ali’nin doğum günüdür. Bu doğumla ilgili şöyle bir rivayet anlatılır: “Hz. Ali’nin annesi Fatıma bin Esed sancılanınca, Hz. Muhammed, ona Kabe’ye git, tavaf et diye buyurmuş. Fatıma oraya gitmiş, sancısı iyice artmış, eve dönecek hali kalmamış. Kabenin içine girmiş. Orada eski takvime göre 21 Mart günü Hz. Ali’yi doğurmuş ve 12 Mart günü kucağında çocuğu ile eve dönmüş. Bu nedenle eski Bektaşi dergahlarında 21 Mart’tan başka 12 Mart tarihinde de toplanırlar, nevruziye okurlardı. Anadolu’da Aleviler’de Nevruz diye adlandırdığımız 21 Mart Yeni Gün bayramı yöresel farklılıklarına göre kısaca anlattığım biçimde kutlanır. En başta da belirttiğim gibi kutlamanın temelinde sevinç, doğayı karşılama, yeniden canlanmaya ve dirilmeye karşı bir sunguda bulunan ve doğadan gelecek yıl için dileklerinin gerçekleşmesi istemi yatmaktadır. Bunu manilerle, ateş üstünden atlayarak, bir ağaç bez parçası bağlayarak dile getirirler.

NEVRUZİYE: İki Nevruziye örneği veriyorum. Bu konuda Nevruziye örnekleri için Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba’nın “Bektaşilik-Alevilik Nedir?” kitabı önemli bilgiler içeriyor. Yine İlhan Cem Erseven ve Lütfi Kaleli’nin kitaplarında da benzer bilgilere rastlanabilir…

Hüseyin Hüsnü Erdukut Baba’nın 1938 yılında yazdığı Nevruz dörtlüklerinden bazı örneklerle bitiriyorum…

Evvel bahar oldu açıldı güller
Nağmesaz olmuştur bütün bülbüller
Yüz göstermiş bize lale sümbüller
Nevruz bayramınız mübarek olsun

Dünyaya gelmiştir bu günde Ali
Budur erenlerin kararı kavli
Bu demdir cemi’i müşkülin hali
Nevruz Bayramınız mübarek olsun

Bir arada şukur nice kardaşlar
Kurulmuş sofrular, kaynıyor aşlar
Gülçehre sakiler döndürmüş başlar
Nevruz Bayramınız mübarek olsun

Sakiler dem sunar çam-ı Ali’den
Nuş edenler zevke erer Veli’den
Erkan olmuş bize Nur-u Celi’den
Nevruz Bayramınız mübarek olsun

Hüsnü Baba hamdet erdik bu deme
Gönüller girmiştir Bağ-ı İrem’e
Verilmiş zevk ile sefa edene
Nevruz Bayramınız mübarek olsun

Erhan Öztürk