Ölüler Kitabında şöyle geçer:
“Burada başlar konular… Ruhun çıkışını anlatan,
Günün dolgun ışığına doğru… Ruhta tekrar dirilme,
Öbür dünyanın bölgelerine… Giriş ve Seyahatleri…”

Misterler; eski çağların gizemsel bilgisidir. “Gizem, sır veya muamma” anlamına gelir. Etimolojik bakımdan Yunancadaki “Mysterion” teriminden türetilmiştir. Mister kelimesinin Grek kökenli “myein” (kapamak) fiilinden türediği de söylenir. Dudaklar ve gözlerin “kapatılması” sembolize edilir. Ağzın kapalılığı ikili bir anlama sahiptir: Hem, inisiyenin hakikatleri üstadından sözle öğrenmemesi ve kendisinin sezmesi anlamına, hem de sezdiği hakikatleri kimseye ifade etmemesi anlamına işaret eder. 

“Misterion”, Sanskritçede ise “Muo”dan gelir. “Muo”, dilsiz, dile getirilemeyen, anlatılamayan demektir. Mutlak olanın ancak sezgi yoluyla kavranabilmesi “Misterion”dur. Görünmeyen, tarif edilemeyen bilgi anlamına gelir.

Richard Cavendish  “Mister” tanımını şöyle yapıyor:  “Kadim kültlerin bazıları, öğretilerinin belirli bir kısmını, bazı gizli sembolleri açıklamak ve kurallarla belirlenmiş olan çeşitli ayinleri, törenleri uygulamak suretiyle içeri kabul ettikleri seçilmiş birkaç kişiye açıklamak üzere saklı tutarlardı. Bu öğretiler ile ayinler, “misterler”’i oluştururdu.

Mister, eski çağların gizemsel bilgisini ifade etmektedir. Mister, sıradan bir gizem olmayıp bir yöntemi ile öğretilen ezoterik bir gizemdir. Tarihte birçok meslek ve sanat kuruluşunun kendilerine özgü gizemleri olmuştur. Misterler, “sırlar” anlamı ile eski inisiyasyonlarda yalnızca inisiyelerin bilebileceği ilahi hakikatleri ifade etmek üzere kullanılır.

Eski Yunan’da üç tür bilgiden söz edilir. Mathesis; öğrenilebilir bilgi, gnosis; tefekkür veya sezgi yoluyla edinilebilen bilgi, pathesis; his veya ıstırap yoluyla edinilen bilgi. Misterler bu üç tür bilginin hepsini birden edinmek sonucunda aydınlanmayı amaçlar. Eski misterlerden bazıları Adonis, Attis, Hermetizm, Dionysos, Mısır, Hint, Eleusis, Mitra, Orfe, Druid, Odin, Maniheizm, Pythagorasçılık misterleridir. Hermetizmde aranan öncelikle bilimsel gerçektir. Misterler evrenseldir. 

Misterlerin konusu doğurganlık, doğanın döngüsü, değişimi ve yenilenmesi, ölümsüzlük, Tanrının mevcudiyeti, ölümden sonraki yaşam, iyilik-kötülük savaşı, ruhun   ölümsüzlüğü ve yeniden doğuş veya diriliş olabileceği gibi kişinin kendini yaşarken yenilemesi, gelişmesi ve farkındalığının artması da olabilmekteydi. Misterde gerçek ile yenilgi, ışık ile karanlık, güzellikle çirkinlik, erdem ile kusur, yaşam ile ölüm arasındaki çatışma anlatılmıştır.

Üzerine emek harcanan inisiye birçok farklı konuda bilgi edinmekte ve eksiklerini tamamlamaktaydı. Doğal ve fiziksel bilimler, geometri ve mimari bilgileri, sosyal bilimler ve hukuk, kimya, astronomi ve matematik ve felsefe konularında eğitim mevcuttu.

“Bu misterlerin öğretildiği kurumlara girebilmek için, öncelikle zorlu sınavlardan geçmek gerekirdi. Aday uzun bir hazırlık dönemi geçirirdi. Öğretinin temelinde genellikle dinsel kaynaklı bir efsane yatan mit yer alırdı. Bu öyküde haksızcasına öldürülen bir kahramanın tanrısallaşması ve yeniden yaşama kavuşması anlatılırdı. Bu diriliş olayı belirli zamanlarda düzenlenen şenliklerle kutlanırdı. Eski misterlerin bir diğer özelliği de öğretilen gizemlerin büyük bir titizlikle korunması idi.” Ketumiyet çok önemlidir. Mevlana: “İki dudak arasından çıkan sır değildir.” der.

Bazılarında halkın katılabildiği dış halka ile sadece seçilmiş kişilere gizli olarak öğretilen iç halka mevcuttu. Öğretiye alınanlara gerçekler aşama aşama, derece derece verilirdi. İçrek ve dışrak şeklindeki yapılanma tüm ezoterik öğretilerde geçerli olan evrensel bir ilkedir. Bir takım bilgiler, elit bir topluluk dışında bilinmesinin sakıncalılığından ötürü son derece gizli bir şekilde yalnızca hak edenlere aktarılırdı. Bu, hem bilginin, kullanamayacak kişiler elinde dejenere olmasını engellemeyi hem de bilgiyi edinenlerin bundan zarar görmemesini sağlamayı amaçlar. Yahudi kabalası, Hıristiyan gnostisizmi ve İslam tasavvufu da “ezoterik” yöntemi benimsemiştir.

Ergün Arıkdal “Gizli Öğreticilik” kitabında şöyle der: “Ezoterizme girmek için önce egzoterizmden geçmek lazım. Yani önce bir şeyin “dış anlamından” başlanır, ondan sonra yavaş yavaş “iç anlamına” doğru gidilir. Doğrudan doğruya bir hakikatin kendisiyle karşılaşmanın imkânı yoktur. Bu ayırım her doktrinde zaruri olarak vardır ve çeşitli kelimelerle ifade edilmiştir; kabuk-çekirdek gibi.”

Tüm misterler, ruhsal bir deneyimi içerirdi. Misterlerin temeli, ölüm denilen muammayı konu alırdı. Misterlerde öğretiye kutsal sayılan ayinler ve ritüeller eşlik ederdi. Tümünde sembolik bir ölüm ve kıyam süreci mevcuttu.

Eski misterler tefekkür ve derin düşünme ile kendi içine tarafsız bakış için cesaretlendirirdi. Kendini tanımanın ilk adım olduğu belirtilir ve yaratıcı düşünceye önem verilirdi. İçsel rehberin kişinin gönlünde olduğu ve herkesten daha iyi onu tanıdığı varsayılırdı. Eski misterlerin kişinin kendine kazandırması için bir vesile olduğu değerlerin başında kendini tanıma gelmektedir. Kendini tanımak sonrasında eksiklerimizi tamamlamak üzere harekete geçmeyi gerektirir. Öğrenmeye açık olmak ve içsel özgürlük de önemlidir. Kendine içsel aynada objektif olarak bakabilen olumlu ve olumsuz taraflarını görebilir. Son olarak en zor ve çaba gerektiren bölüm ise değişiklik yaratmaktır.

Zamandan arınıp zaman dışına geçen eski misterlerin kadim mirası halen yaşamaktadır. Onlar güzel ahlakı, kişinin kendini ve evreni tanımasını ve zamanını iyi değerlendirip gerçekten insan olmak bilinci ile yaşamasını hedeflemişlerdir. Delphi Tapınağın girişindeki tabelada şöyle yazardı. “Kendini Tanı”. Misterlere göre “Kendisiyle ilgili objektif değerlendirme yapan birey kendi iç karanlığına dalarak kendini kendinden kurtaracak ve derin uykusundan uyanacaktır. Karanlıktan geçip arınarak ışığa ulaşmak için çabalayacaktır.”

Her gün yeni bilgiler öğrenmek, her yaşadığımız deneyimden ders çıkarmak gereklidir. Birey, iyi, doğru ve güzel peşinde akıl yardımı ile hikmet ve sevgi arayışında ise, bu dünyada bir yer sahibi olabilmek için hakkı vardır. O, sürüler gibi beyhude yaşamıyordur artık ışık saçmak için gayret eden bir meşale olmuştur…

“Uygulamadan ve ifade etmeden bilgi sahibi olmak, kıymetli taşları toplamak ve yığmak gibi boş ve saçma bir uğraştır. Bilgi servet gibi kullanılmak için yaratılmıştır. Kullanma kanunu evrenseldir.” Kybalion

Kaynaklar:
“İsis-Osiris”…Adnan DUATEPE  (www.historicalsense.com)
Wikipedia, internet ansiklopedisi

Berk Yüksel