Tıpkı insanların olduğu gibi ülkelerin de astrolojik haritaları vardır. Bu haritalar potansiyelleri açısından ve belirli bir zamanda transit yapan gezegenlerin etkilerine bakılarak analiz edilir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin astrolojik haritası, Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyeti ilan ettiği an esas alınarak 29 Ekim 1923 saat 20:30 Ankara’ya göre çıkartılır.

Bu ana yönelik çıkarılan astrolojik haritada Yengeç burcunun yükseldiğini görüyoruz. Yükselendeki burç haritanın başlangıç noktası olması yüzünden çok önemlidir ve haritanın genel karakteristik yapısıyla ilgili önemli bilgiler verir. Yengeç burcu bireysel anlamda ailevi temaları, duygusal bağları, başkalarını kollama ve koruma eğilimlerini, kendisini kökleriyle tanımlama ihtiyacını temsil eder. Bir ülke haritasında da bunu benzer şekilde düşünebiliriz.

Ülke haritalarında yükselen burç ve bu burcun denk düştüğü 1. ev genel olarak halkı ve halkın davranış şeklini temsil eder. Gerçekten de halkımız muhafazakar, ailesine, vatanına ve köklerine bağlı, duygusal bağlara önem veren, duygudaşlık kuran yapıdadır. Anaç ve kollayıcıdır. “Anadolu” ve “Anavatan” ifadelerinde bu sembolizmi açıkça görürüz. Mazlumun, zor durumda ve ihtiyaç sahibi olanın yanındadır. Mazisine ve tarihine sahip çıkar ve geçmişiyle bağ içerisinde yaşar.

Bu haritada yükselen derecesine yakın yerleşimdeki Plüton, sembolik olarak yeniden doğma kavramıyla ve hayatta kalma mücadelesiyle ilişkilidir. Bu gezegen, özgürlüğün geri kazanılması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması için canını vermekten çekinmemiş bir neslin,  büyük mücadeleler ve fedakarlıklar neticesinde küllerinden doğmuş bir devletin hikayesini anlatır. Başka bir yazımda daha genişçe değineceğim gibi, Plüton gezegeni Sirius yıldızıyla birleşmekte ve dünyanın geleceğini belirleyecek bu önemli geçiş sürecinde Türkiye’nin büyük bir misyon üstleneceğini gösteriyor. Sirius yıldızı “Sıradan olanı kutsala dönüştürmek” olarak nitelendirilir ki, bu aynı zamanda dünyada eşi benzeri zor görülebilecek bir milli mücadelenin gerçekleştirilmiş olduğunu çok güzel ifade ediyor.   

Türkiye astrolojik haritasının yükselen burç yöneticisi Ay, astrolojik haritanın 12. evinde, İkizler burcunun son derecesinde yerleşimdedir. Astrolojide 12. ev pek çok diğer anlamlarının yanı sıra kontrol dışı gelişen durumları, kayıpları, afet ve salgınları, yardıma ihtiyacı olanlar için kurulmuş tesisleri, sosyal yardım gruplarını temsil eder. Ne yazık ki halkımız, doğal afetler ve salgın hastalıklar yüzünden pek çok kayba uğramıştır.

Öte yandan astrolojik 12. ev, ihmalkarlıklar yüzünden ortaya çıkan kayıpları ve toplumu etkileyen sahtekarlıkları da temsil eder ki, bu yerleşim doğal afetlerde uğradığımız kayıpların beklenenden büyük olmasının ardında, sadece kendi çıkarlarını düşünen bazı sahtekarların yattığını, kayıpların aynı zamanda ihmalkarlıklar yüzünden büyüdüğü gerçeğini de göz önüne seriyor. 12. evde yerleşmiş olan Ay, genel olarak halkın sağlık sorunlarını, sağlık hizmetlerinin zayıf kaldığını da gösteriyor.

Yükselen yöneticisinin bulunması yüzünden haritamızda önem arz eden 12. ev aynı zamanda gizli faaliyetlerde bulunan örgütleri, ülkenin gizli düşmanlarını ve perde arkasında süre giden oyunları da temsil eder ki, bu konular da uzun yıllardan bu yana ülkemizin en büyük sıkıntıları olmuştur. Astrolojide Ay aynı zamanda kadınları da sembolize eder. Ay’ın İkizler burcunun son derecesinde, çok kritik bir derecede, haritanın 12. evinde yerleşmiş olması, kadınların arzu edilen ölçüde ön plana çıkamaması, geri planda kalmasını göstermektedir.

12. ev adeta üstü örtülü kalmış, dışa gösterilemeyen bir enerji içerir. Aslında burada büyük bir cevher yatmakta, ama bu cevher bir türlü dışarı çıkarılamamaktadır. Ay’ın yerleştiği İkizler burcu iletişimle, fikir alışverişleriyle ilgilidir, fakat bu kapalı alanda sesini gereğince duyuramamaktadır. Bunu halkın geneli için de söyleyebiliriz, zira az önce değindiğim gibi Ay halkın genel göstergesidir ve dışarıya gerçek düşüncelerini ifade etmekte zorlanmaktadır. Bu yüzden yabancı ülkeler bizleri yeterince doğru tanıma şansı bulamıyor sanırım.  

12. ev aynı zamanda hapishaneleri de temsil ettiğinden, bu konum ayrıca fikirleri ve veya yazdıkları yüzünden hapis yatmak durumunda kalmış kişileri de ifade ediyor. İkizler burcunda yerleşmiş Ay’ın yöneticisi Merkür haritada Satürn ile birleşmekte olduğundan, bazı zamanlarda fikirlerin özgürce ifade edilmesinde sorun yarattığını düşündürüyor. Şimdilerde bu alanda geçiş yapacak Satürn, bu alanda yaşanmış olan sorunların çözülmesi zamanının geldiğine işaret ediyor.

Bir ülke astrolojik haritasının su götürmez bir biçimde önemli referans noktalarından bir tanesi de Güneş’in hangi burçta yerleştiğidir. Ülkemiz astroloji haritasında Güneş Akrep burcunda, haritanın 5. evinde yerleşimdedir. Yükselen burçta yerleşen Plüton’a benzer şekilde Akrep burcu da mücadele gücünü, kendini sürekli dönüştürerek ayakta kalabilme yetisini, sezgilerin ve derin idrak kapasitesinin hayati önemini ifade etmektedir.

5. ev genel olarak çocuklar ve gençler evidir ve Dünya Astrolojisi’nde gençlerin eğitim sistemini, cinsellik ve üremeyi temsil eder ki Akrep burcu da genel anlamda verimli ve üretken burçlardan biri olarak kabul edilir ve cinsellikle ilişkilendirilir. Bu burçta yerleşmiş olan Venüs, ülke halkının cinsellik konusuna verdiği önemi, nüfus yoğunluğunu ve ülkenin nüfusunun çoğunluğunu gençlerin oluşturduğunu gayet güzel bir şekilde sembolize ediyor.

Gerek 5. ev, gerekse Venüs astrolojide yaratıcı ifadeyi, artistik ve sanatsal becerileri de temsil eder. Ülkemiz sanatsal konularda ve başarılı sanatçıları ile giderek daha fazla adından söz ettirmekte. Öte yandan 5. ev sportif aktivitelerle ilişkilidir ki, bu alanda Akrep burcunda yerleşmiş olan Güneş ve Jüpiter, Türkiye’nin sportif alanda da başarılarının artmakta olduğunu, halkın bu alana gösterdiği ilgiyi de açıklıyor.

Astrolojide 5. ev eğlenceli aktiviteler ve eğlence mekanlarının, turizmin ve otelciliğin yanı sıra borsanın da dahil edilebileceği risk ve spekülasyon içeren konuları da temsil etmektedir. Güneş, Venüs ve Jüpiter gibi şanslı faktörlerin dışında Şans Noktası da bu alanda yerleşimde olması halkımızın eğlenceli aktivitelere her zaman vakit ve nakit ayırmakta olduğunun, turizmden elde edilen gelirlerin giderek artışının ve Menkul Kıymetler Borsası’nın kazandığı önem ve ilgiyi açıklıyor.

Ülkemiz astroloji haritasında en dikkat çekici yerleşimlerden bir tanesi de haritamızın 4. evinde yerleşmiş olan Mars’tır. 4. ev astrolojide Dip Noktası denilen Ayakucu bölgesini ifade eder ki, bu alan nasıl bir kökenden geldiğimizi göstermektedir. Astrolojide Mars birçok anlamlarının ötesinde öncelikli olarak “asker” demektir. Bu da bizim asker kökenli ya da savaş becerisi olan bir kökenden gelmekte olduğunuzu ifade ediyor.

Mars dünya astrolojisinde 6. evle beraber silahlı kuvvetleri ve polisi temsil eder ki, haritamızda bu kadar dikkat çekici durumda olması olağandır. Burada önemli ve dikkat çeken bir başka husus var. Mars Terazi burcunda ve Terazi burcu diplomasi, siyaset demektir. Bu yerleşim bize Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bazı dönemlerde siyasetin işleyişiyle iç içe girmiş olduğunu gösteriyor.

Zararlı durumda olduğu Terazi Burcu’ndaki Mars, yaşamış olduğumuz iç huzursuzluklar temasını da ifade etmekte, şiddete yönelik eylemler ve terörün ülkeye dipten zarar verdiğini, iç huzurun sağlanmasının bazı zamanlarda TSK tarafından direkt olarak sağlanması durumunda kalındığını da açıklamakta. Mars’ın yükselen derecesine yakın yerleşimdeki Plüton ile dik açısı, terörle mücadelenin uzun soluklu olduğunu anlatıyor.

Haritanın Dip Noktası olarak ifade edilen 4 ev genel anlamda toprakları, zirai durumu, iç düzeni, madenlerini, hava ve hayat koşullarını gösterir. Ülkemiz etkin depremlerin yaşandığı, bu yüzden büyük zarar gördüğümüz bir bölgededir. Zirai problemler her zaman olmuştur. Erozyon yüzünden toprak kayıplarının, Mars tarafından temsil edilen yangınlar yüzünden orman kayıplarının yaşandığı üzücü bir gerçektir.

Mars’ın Terazi burcundaki zararlı yerleşimi, ormanların bazı zamanlarda çıkar grupları tarafından, kasten çıkarılmış olabileceğini akla getiriyor ister istemez. Mars yıkıcı sonuçları temsil eder ve maden ocaklarındaki göçükler nedeniyle yaşanan kayıplar olmuş, bu durumlar hepimizi çok üzmüştür.  

Astroloji haritamızın 5. evinde yerleşen Merkür-Satürn kavuşumu Terazi burcuna düşmekte, ülkenin diplomat ve ataşelerinin, dış temsilcilerinin diplomatik yeteneklerini ifade etmektedir. Bu yerleşimler aynı zamanda uzun vadeli ve stratejik kararlar alabilme yeteneğini de ifade etmektedir ve yakın dönemde transit Satürn tarafından tetikleneceğinden, uzun vadeli kararlar alınma döneminde olunacağına dikkat çekiyor.

Satürn bir ulusun otorite kalıplarını ve geleneklerini ifade ederken, haritamızda Merkür ile birleşiyor olması, başka ülkelerin baskı politikalarına akıllıca ve stratejik bir biçimde karşı konulabileceğini de gösterir ki bu bağlamda diplomatlarımızın başarılı olacağını düşündürmektedir. Satürn gezegeninin Kasım ayı itibariyle tam da haritamızın Merkür-Satürn ikilisinin bulunduğu dereceden geçiş yapacak olması, akılcı ve uzun vadeli kararlar alınması konusunda diplomatik yeteneklerin kullanılmasının zamanının gelmiş olduğunu işaret ediyor.

Haritamızın 3. evinde Aslan burcunda yerleşimde olan Neptün yakın komşularımızla ilgili bilgi vermektedir. Astrolojide Neptün’ün bulunduğu alanda fedakarlık, maneviyat ve vericiliğin yanı sıra belirsizlik ve netleşme eksikliğinin yanı sıra gizli komplolarla ilişkilendirilir. Yakın komşularımızla ilişkilerimizde manevi bağlar ve yardımlaşma önem taşırken, ilişkilerimizin tam bir tanımlamaya oturamaması, komşularımızın ne denli dostane tavır içerisinde olduklarının netleşememesi Neptün’ün buradaki yerleşimini çok güzel açıklıyor. Dış ticaretinde önemli atılımlar gerçekleştiren ülkemizin, yakın komşuları ile ekonomik ve ticari ilişkileri maalesef arzu edilen seviyeye ulaşamamış gözükmektedir.

Yine de komşularımızla ilişkilerimizin gelecekte varmamız gereken noktada hayati önemi olduğunu söyleyebiliriz. Zira kadersel Kuzey Ay Düğümü astroloji haritamızın 3. evine düşmektedir. Kuzey Ay Düğümü, ayaklarımızın önüne serilmiş ve bizden önce planlanmış yolumuzu temsil eder. Haritada bulunduğu burca ve eve göre, kaderimizi gerçekleştirebilmemiz ve başarıya ulaşabilmemiz için yönelmemiz gereken alanların neler olduğunu gösterir. 3. ev yakın çevre ve komşuları temsil eder demiştik. Bu şartlarda bizi geleceğe taşıyan en önemli başarılarımız komşularımızla iyi ilişkiler ve yanı sıra kendi bulunduğumuz bölgeye enerjimizi akıtmamız sayesinde gelecek…

Haritamızda Kuzey Ay Düğümü Başak burcuna düşmektedir. Bu şartlarda başarıya ulaşmamızda en önemli ve geliştirmemiz gereken faktörler planlı, düzenli ve derli toplu hareket etmek, analitik ve mantıklı kararlara yönelmek, kaosa düşmeden ilişkilere sistem ve düzen getirmek olacaktır. Daha başarılı bir ülke olma yolunda toplumsal düzen geliştirmeyi, hizmet ve yardım üretmeyi, verimli ve pratik olmayı, planlı ve organize hareket etmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Konuları iyi analiz etmeli, karar verirken duygularımızdan bağımsız kalmayı başarabilmeniz çok önem taşıyor. İlişkilerimizde ve giriştiğimiz tüm işlerimizde başkalarını ve kaderi suçlamak, mağdur rolü oynamak yerine, her şeyin bizim sorumluluğumuzda olduğunun farkına varmalıyız. Objektif ve mantıklı olmalı, geçmişe gereksizce takılmaktan uzak durmalıyız.

Ülkemiz haritasında idari konuları, idarecileri temsil eden ve ülkenin dışarıdan nasıl görüldüğüyle ilgili bilgi veren Tepe Noktası’na Balık burcu düşmektedir. Bu burçta yerleşmiş Uranüs, haritanın 10. ev girişinde, MC olarak tanımlanan Başucu ya da Tepe Noktası ile birleşmektedir. Uranüs devrimlerin, devrim niteliğinde değişikliklerin, yeniliklerin, gelenek dışı yapıların ve idari mekanizmaların göstergesidir. Aniden ortaya çıkan siyasi gerilimler Uranüs yönetimindedir.

Uranüs gezegeninin yöneticilerimizi ve dışarıya verdiğimiz idari istikrar ve imajımızı ifade eden alana yerleşince, genel geçer standartlara uymayan bir imaj çiziyor olmamız gayet doğaldır aslında. Bu yerleşim idari alanda gerçekleşen sürekli değişimlerin, net ifadesiyle hükümet değişikliklerinin ve onca erken seçimin de açıklanmasında önemli rol oynamaktadır astroloji haritamızın analizinde. Geleneksel hale gelmiş ve uzun süre kanıksanmış yönetimler bile sürpriz değişimlerin kurbanı olmuştur ülkemizde.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Mustafa Kemal Atatürk tarafından ilanı anında Uranüs’ün tam da Tepe Noktası’na düşüyor olması Cumhuriyetin, bir devrimle ve halkın gücünü de arkasına alarak geldiğinin, sıra dışı tarzıyla tüm dünyayı şoke eden imajının da işareti durumunda. Bu yerleşim aynı zamanda dışarıya verdiğimiz imajın sıkça yön değişikliği şeklinde algılanıyor olması büyük ihtimal.

Öner Döşer